Bu sayfayı yazdır

SOKOLLU MEHMED PAŞANIN MAHARETİ

Kanuni Sultan Süleyman Han Zigetvar kalesini kuşatmıştı. O sırada 74 yaşına basmıştı. Kalenin bir an evvel alınmasını istiyordu. 33 gün geçtiği halde halen fetih gerçekleşmedi. Bu duruma çok üzülen padişah, zaten hasta halinde buralara kadar geldiği için yataklara düştü. Veziriazam Sokollu Mehmed Paşa’ya bir yazı göndererek şöyle yazdı:“Bu ocak hâlâ yanmakta devam edecek midir? Zafer davulları hâlâ sesini işittirmeyecek midir?”Bu yazıyı alan Sokollu, bütün gücüyle kaleye hücum etti. 6/7 Eylül 1566 gecesi Kanuni Sultan Süleyman Han vefat etti. Aynı gün öğleden sonra da kale fethedildi. Sokollu son derece ihtiyatlı ve tecrübeli bir devlet adamıydı. Padişahın vefat haberi asker arasında yayılırsa, bir kargaşalık çıkacağından endişe ediyordu. Bu yüzden, soğukkanlı bir şekilde o gün, silahtar Cafer Ağa’yı padişahın otağına oturttu. Cafer Ağa’nın el yazısı da padişahınkine çok benzediğinden, Sokollu, Cafer Ağa’ya yazılar yazdırıp ilgili yerlere emirler gönderiyordu.

Sokollu kendi serkatibi Feridun Bey’i çağırarak:-Padişahımızın vefat ettiğini biliyorsunuz. Kütahya’da vali olan oğlu Selim’e vefat haberi ni kiminle bildirelim?-Hasan Çavuş’u gönderelim.Sokollu, Hasan Çavuş’u çağırıp şu talimatı verdi:-Kütahya’ya gidip Şehzade Selim Han Hazretlerine bu mektubu iletip fetih haberini veresin. Saadetlû Padişah hazretleri kaleyi tamam yapmayınca göç etmez diyesin ve afiyet ve selamet haberini veresin!..Öbür taraftan, kale alındığı halde Padişah’ın görünmemesi asker arasında huzursuzluğa yol açtı:-Saadetlû Padişah Hazretleri namaza çıksa da ihsanda bulunsa...sözleri söylenmeye başlandı. Bunun üzerine Sokollu, asker arasında tellallar çıkararak:-Beyler, ağalar, yarın divan vardır. Hazır olasınız...Padişahın vefatı üzerinden 20 gün geçtiği halde, vefat haberini yalnız 12 kişi biliyordu. Bunlar da padişahın namazını kılanlar, naaşı tahnit eden ve tabuta koyanlardı.Sokollu, serkatibi Feridun Bey’i çağırarak:-Selanikli Mustafa Efendi’yi yanına veriyorum. Vezirlerin çadırlarını ayrı ayrı gösterecek. Divan toplantısı olduğunu bildireceksin.Feridun Bey, gece yarısı Mustafa Efendiyi de yanına alıp, ilk defa Üçüncü Vezir Ferhad Paşa’nın çadırına girince, Ferhad Paşa:-Hay medet, iyi ki geldin, Veziriazam ne aceb divan eylemek tedarikini etti? Bu usûl nice olur?Feridun bey, şu karşılığı verdi:-Divan etmek makul değil midir? Eskiden bunlar nasıl olmuştur bilmez misiniz? Dedikten sonra üzüntülü bir şekilde oradan çıkıp Dördüncü vezir Ahmed Paşa’nın çadırına geldiler. Ahmed Paşa, Feridun Bey’in geliş sebebini tahmin ettiğinden:-Karındaş, yüreğiniz taştan, demirden midir? Ne divan edecek halimiz vardır? Ettiğiniz ne iştir? Ne günümüze dururuz? Ben cümle eşyamı gönderip hazır oldum.Bu hakiki sözler karşısında Feridun Bey şaşkına döndü. Ona şu cevabı verdi:-Sizin böyle tedbir ve tedarikiniz askerin dedikodusuna sebep olur. Eski vezirler, padişahlarına bunun gibi hal vaki olunca nasıl hareket etmişler? Şimdi siz bütün halka, “Padişahımız iyicedir” derseniz, kimse sizi tekzib etmez. Herkes doğrudur diye tasdik ederler. İnayet ve ihsan edip, tereddüdü terkedip, kalbi kuvvetli olun. Düşman içindeyiz.Ahmed Paşa, düşünceli ve müteessir bir şekilde Feridun Bey’e:-Yarınki günü görelim...Feridun Bey, oradan ayrılıp, Beşinci Vezir Mustafa Paşa’nın çadırına girince Paşa:-Safa geldin, kadem getirdin. Sadrazama Allah kuvvet versin.Feridun Bey bu sözlerden çok memnun oldu. Ertesi gün 12 direkli bir çadır kuurlarak divan toplandı. Yeniçeri ağası askere hitaben:-Yoldaşlar! Padişah hazretleri buyurdular ki “Berhudar olup yüzleri ak olsun. Gazaları mübarek ola. Kaleyi tekmil edeler. Cümlelerinin terfileri ve rütbeleri ve bahşişleri verilecektir.” Askerler:-Bahşişlerimiz nice olur? Diye bağırdılar. Yeniçeri Ağası onlara:-Cümlesine ben kefilim. Sözleriniz başım üstüne. Yeter ki padişahımızın dileği yerine gelsin. Bu konuşmalardan sonra asker sakinleşti. Bu arada Şehzade Selim’e gönderilen haberci hızla yol alıyordu. Nihayet Kütahya’ya ulaşarak padişahın vefat haberini ulaştırdı. Selim Han da hemen yola çıktı ve gece gündüz yol alarak Zigetvar’a ulaştı. İşte o zaman Sultan Süleyman Han’ın vefat ettiği herkese ilan edildi ve Selim Han padişah ilan edildi.Sokollu Mehmed Paşa, siyasi dehasını burada da göstererek, Osmanlı Devletini muhte mel bir felaketten kurtardı.                      556. ZORLUKTAN SONRA KOLAYLIK OLUR İnebahtı’da Osmanlı donanmasının imha edilmesi Sultan II. Selim Han’ı çok üzmüştü. Bu üzüntüsünü er zaman söylüyordu. Sohbet arkadaşlarından olan Celal Bey’e:-Bu def’a İslam askerine vaki olan perişanlık, zorluktan sonra kolaylık olmaktır...Celal Bey, padişaha şu cevabı verdi:-Malumunuz, Seyyid Muhterem’in duasına ve onun tavsiyelerine ihtiyacımız vardır. Kendisi zaman görmüş, işbilir, eskilerden kalmış tecrübeleri olan bir zatdır.Celal Bey, bu sizleriyle padişahın istişare yapması gerektiğini anlatmak istiyordu. Bunu anlayan padişah:-O bizim eski dostumuzdur. Ona ve Sadrazama bildir, yarın Bayezid Han köşkünde buluşalım.Ertesi gün Seyyid Muhterem ve Sadrazam Sokollu Mehmed Paşa, belirtilen yere geldiler. Sultan II. Selim oraya gelince, Seyyid Muhterem’e hitaben:-Gel Efendi, aşinalık seninle ezeldir. Padişahlar vezire muhtaçdır. Siz dahi Mehmed Paşa kulları gibi makamın eri olan zatı elden çıkarmayıp bu sene din ve devlet düşmanlarına tama mının galebe çalmasına sa’y ediniz.Ertesi gün Sokollu Mehmed Paşa, bütün vezirleri, paşaları ve beyleri toplayarak, padişahın bu sözlerini onara da bildirdi ve büyük gayretlerle çalışmaları gerektiğini anlattı. Onlar da bütün Osmanlı ülkesinden kereste, demir, zift, halat gibi gemi yapımına lazım olacak malzemeleri kısa zamanda tedarik ettiler. Bir taraftan da gemi inşası için işçi topladılar. Bu sayede üç ay gibi çok kısa bir zamanda, birkaç senede inşa edilemeyecek olan büyük bir donanma vücuda getirildi.

Toplam Görüntülenme: 1468

Yayın tarihi: Cuma, 13 Mayıs 2005