Yüksek sesle ağlayarak mezardakileri incitmeyiniz
Ebû İshâk Sicistânî hazretleri hadîs ve fıkıh âlimidir. 874 (H. 260) senesinde doğdu. Mekke, Basra, Rey, Nişâbûr ve Bağdât'ta büyük âlimlerden ilim tahsil etti, hadîs-i şerîf işitip rivâyet etti. 962 (H.351) de Bağdat'ta vefât etti. Bir dersinde şunları anlattı:
Peygamberlerin ve şehîdlerin kabirlerinde diri oldukları, Kur’ân-ı kerîmde açıkça bildirilmiştir. Velîler, Allahü teâlânın, kerâmet olarak ihsân etmesi ile, işitir ve görürler. Allahü teâlâ, sevdiği kulları için, âdetinin, kânunlarının dışında şeyler yaratır. Önce peygamberlerin ve hele bunların en yükseği olan Muhammed aleyhisselâmın, şehîdlerin ve velîlerin, mezârlarında işittiklerine ve gördüklerine inanmayan câhilleri susturmak için, kâfirlerin bile mezarda duyduklarını, işittiklerini bildireceğiz. Buhârî’nin bildirdiği hadîs-i şerîfte; “Meyyit mezara konup, mezar başındakiler dağılırken, onların ayak seslerini işitir” buyuruldu.
Bedir’de öldürülen kâfirlerin, birkaç gün sonra, bir çukura konulması emrolundu. Bundan da birkaç gün sonra, Resûlullah efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) çukurun başına gelip durdu. Çukurdakilere, isimlerini ve babalarının isimlerini birer birer söyleyerek; “Rabbinizin, size söz verdiğine kavuşdunuz mu? Ben Rabbimin söz verdiği zafere kavuştum” buyurdu. Hazret-i Ömer (radıyallahü anh) bunu işitip; “Yâ Resûlallah! Leş olmuş kimselere mi söylüyorsun?” deyince, Resûlullah efendimiz; “Beni doğru peygamber olarak gönderen Rabbim hakkı için söylüyorum ki, siz beni onlardan daha çok işitmiyorsunuz. Fakat cevap veremezler” buyurdu.
Yine bir hadîs-i şerîfte; “Meyyit, yakınlarının kendisine bağırarak ağlamasından azap duyar” buyuruldu. Âlimler bu hadîs-i şerîf için; “Meyyit, yakınlarının bağırarak ağlamasından azap duyar ve onlara gücenir” dedi. Resûlullahın, oğlu için yüksek sesle ağlayan bir kadını susturduğunu ve; “Ey Müslümanlar! Mezardaki kardeşlerinize yüksek sesle ağlayarak onları incitmeyiniz” dediğini bildirildi. Bu hadîs-i şerîf gösteriyor ki, meyyit, yakınlarının ağlamalarını işitmektedir. Bununla incinmekte ve azap duymaktadır.
Âişe (radıyallahü anha) kâfirlerin bildiklerini de haber vermektedir. Kendisinin bildirdiği bir hadîs-i şerîfte; “Benim doğru söylemiş olduğumu, onlar şimdi bilirler” buyurulmaktadır. Âlimler buyuruyor ki: “Bilmek işitmekle olur."
Toplam Görüntülenme: 148
Yayın tarihi: Cuma, 13 Ocak 2023
Bunları okudunuz mu?
- Vakit zâyi olursa elde etmek imkânsızdır
- Tasavvuf büyükleri, dîne uyan âlimlerdir
- Allahü teâlâya yakınlığı namazda aramalıdır
- Evladım, burası hakîkat sultanlarının pâyitahtıdır
- İlim, kendisiyle amel edilince değerlidir
- Tasavvuf, nefsi ve kalbi temizlemek demektir
- Kendisine, âlimlerin talebe olduğu zat
- Tehlikenin başı haram yemektir
- Kalbine ve mîdesine dikkat eden kurtulur
- Borcumu ödemek nasip eyle yâ Rabbî