Hüseyin Hilmi Işık

(Rahmetullahi Aleyh)

Türkiye Gazetesi

e-Gazete (Bugün)

Türkiye Gazetesi

Bizim Sayfa (Bugün)

Toplam Ziyaretçi

16.449.133

Huzur Pınarı

Caliyet-ül Ekdar

Dinimiz İslam

Silsile-i Aliyye Büyükleri

Nasihatların Özü, Allah Adamları Ile Bulunmaktır

Ferdî Abdullah Efendi, Osmanlı âlimlerindendir. Manisa’nın Turgutlu kazâsında doğdu. İlim tahsilini İstanbul’da tamamladıktan sonra, Turgutlu’da müftîlik yapan Abdullah Efendi, hacca gittiğinde Mekke-i mükerremede, Müceddidiyye yolunun ve Abdullah-ı Dehlevî hazretlerinin halîfelerinin büyüklerinden olan Hindli Muhammed Can Efendi’ye talebe oldu. O büyük zâtın huzûrunda yetişerek kemâle geldikten sonra, icâzet ve hilâfet almakla şereflendi. Şeyhülislâm Ârif Hikmet Bey’in delaletiyle, İstanbul’da Fâtih civârında bulunan Emîr Buhârî Dergâhı şeyhliğine tayin edildi. Vefâtına kadar orada vazîfe yaptı. 1274 (m. 1857) senesinde İstanbul’da vefât etti. Bir sohbetinde şunları anlattı:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

1001 Osmanlı Hikayesi

Tüm Yazılar

Somuncu Baba

Şeyh Hamidüddin Aksarayi, Bursa'da bir fırın yaptırdı. Fırınına merkebiyle dağdan odun getirir, onunla ekmekleri pişirirdi. Ekmek küfesini sırtına alarak; "Somun! Müminler somun!" diye söyler, geçimini bu yolla sağlardı. Halk, bu fırıncıya "Somuncu Baba" der ve pişirdiği ekmeğin lezzetine doyamazlardı. Somuncu Baba ekmek satmaya başlayınca, herkes peşinden koşar, ekmeğini kapışırlardı. Somuncu Baba'nın fırını, Molla Fenâri Mahallesinde, Ali Paşa Çınarı civârında olup, iki gözlü idi. Fırının bitişiğinde de, ibâdet ettiği bir odası vardı. Odanın kıble cihetinde de, nefsini terbiye etmek için kullandığı bir Çilehânesi mevcûd idi. Hamidüddin hazretleri durumunu Bursa'da kimseye bildirmedi. Hep, halk içinde Hak ile olmağa gayret etti.

Vehbi Tülek

Yeniçeri Zorbalari Ve Iv. Mustafa Han

Vehbi Tülek

Şeyh Vefa Ve Sultan Bayezid

Vehbi Tülek

Kibris Halkina Sultan Selim’in Fermani

Vehbi Tülek

II. Selim, Kıbrıs'ın fethini tamamladıktan sonra he­men, Venedikliler devrindeki şiddetli baskı idaresinin iz­lerini silmiş; araziye bağlı esaret demek olan feodalite sistemini kaldırmış ve yerli gayr-i müslimlere meşru da­irede tam bir din hürriyeti tanımıştır. Ada, Kıbrıs Eyaleti haline getirilip Tarsus, Alâiye ve İçel buraya bağlandıktan sonra, ilk Osmanlı valisi zamanında yapılan bir nüfus sayımına göre, 120.000 erkek nüfusu bulunan Kıbrıs halkı arasında hak ve adaletin tesisi için gönderi­len 23 Zilhicce 979/1572 tarihli şu ferman, Osmanlı Devleti ve Kıbrıs münasebetleri açısından tarih içinde parlayan altın bir sayfadır. Belgenin asıl metnini ve sonra da sadeleştirilmiş şeklini beraber okuyalım: Fermanın Asıl Metni:

Şeyh Vefa Ve Sultan Bayezid

Vehbi Tülek

Şehzade Selim’in Cevabi

Vehbi Tülek

Selanik Vak’asi

Vehbi Tülek

Buyurun Cenaze Namazina

Vehbi Tülek

Şaşiran ŞÂir

Vehbi Tülek

Bir Yabancinin Hac Düşünceleri

Vehbi Tülek

Hukukun Şeyhülislamiyim

Vehbi Tülek

Yolumuzu Aydınlatanlar

TÜM YAZILAR

Nasrâniyyet Ve Yahûdiyyet Bâtıl Olmuşlardır

Seyyid Muhammed Mehdî Senûsî hazretleri Libya evliyasından olup Senûsiyye tarikatının pîri Muhammed bin Ali Senûsî’nin oğludur. Bingazi ile Derne arasındaki Mâsse’de doğdu. Babasının vefatının ardından postnişin oldu. Sultan Abdülaziz ve Sultan II. Abdülhamid’den ferman aldı. Osmanlı Devleti’ne bağlılığını İstanbul’a bildirdi. 1320 (m. 1902)’de vefat etti. Bir sohbetinde şunları anlattı:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Bi'r-i Mâûne Şehitleri

Vehbi Tülek

Arabistan'ın Necd Bölgesinin Reisi Ebu Bera, Resulullah efendimize gelerek, Necd'de İslâm'ın tanıtılması için, öğretmen istedi. Sevgili Peygamberimiz; "Göndereceğim kimseler hakkında, Necd halkından emin değilim!" buyurdular.
Ebu Bera'nın "Onlara kimse zarar veremez" sözü üzerine, Âlemlerin efendisi, bu kesin taahhüdü kabul buyurup, Eshâb-ı Soffa'dan yetmiş kişilik bir hey'et hazırladı ve Münzir bin Amr hazretlerinin kumandasında yola çıkardı... (Medineli Ensârın fakir olanları ile Muhâcirlerin fakirleri, "Mescid-i nebi" yanındaki "Soffa" denilen büyük çardak altında yaşarlar, ilm öğrenmek ve öğretmekle uğraşırlar, ömürlerinin çoğu Resûlullah ile birlikte cihâd etmekle geçerdi. Bunlara "Eshâb-ı Soffa" denirdi.)

Sâlih Kullar Gibi Olun Ve Onları Sevin

Vehbi Tülek

Kim Amel Ederek Tövbesini Düzeltirse

Vehbi Tülek

Abdürrahmân ibn-i Kudâme hazretleri Hanbeli mezhebi fıkıh, usûl ve hadis âlimlerindendir. 597 (m. 1200)'de Şam'da doğdu. 682 (m. 1283)'de orada vefât etti. Tövbe hakkında buyurdu ki:

Diken Batması Bile Günaha Kefârettir

Vehbi Tülek

Sır Açıklamak Insanı Küçük Düşürür

Vehbi Tülek

be­nim Ren­gim ­si­yah Ve Fa­ki­rim

Vehbi Tülek

Onların, Açlıktan Yüzleri Sararmıştı

Vehbi Tülek

Ayasofya'nın Duvarındaki Levha!..

Vehbi Tülek

Mezheb Imamının Sözü Senettir

Vehbi Tülek

Dini Hikayeler

TÜM YAZILAR
Altıyüz Dirhemlik İp

Altıyüz Dirhemlik İp

Bağdat. Dul bir kadın. Altı öksüz çocuğu ve bir de ihtiyar ana. Kadın geçimi sağlamak üzere, hafta boyu el emeği verir, göz nuru döker iplik eğirir, pazara çıkar ve anası ile çocuklarının rızkını temin etmeye çalışırdı.

Vakti tamam olunca bu dul kadın vefat eder, çocukların bakımı ise ihtiyar kadına kalır. Kadın pazara her hafata çıkamıyor, ip eğiriyordu. Bir zaman baktıki altıyüz dirhem kadar ip eğirmişti, pazara götürmeye karar verdi.

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Elini Değil, Ayağini Uzatmiş

Vehbi Tülek

Kaldıramayacağın Bir Yükün Altına Girme

Vehbi Tülek

Geç Gelen Kurtarıcı

Sizin Rizkinizdan Kesilmiş

Abdullah-i EnsÂrî

Keramete İnanmayan Âlim

Dört Şey Mühimdir

Tencere Yuvarlanir, Kapağini Bulur

Elini Değil, Ayağini Uzatmiş

Vehbi Tülek

Terbiye Yaratilişa Bağlidir

Vehbi Tülek

Altıyüz Dirhemlik İp

Vehbi Tülek

Garip Karşilanan Bir Adak

Vehbi Tülek

Deniz Üzerinde Yürüyüp Sahile Doğru Gitti

Vehbi Tülek

Bunlar Şarapti

Vehbi Tülek