Ebû Muhammed Cerîrî

Ebû Muhammed Cerîrî hazretleri, evliyânın büyüklerindendir. Cerîr, Irak’ın güneyinde Kûfe yakınlarında bir yerin adıdır. Doğum târihi bilinmemektedir. 923 (H.311) Hübeyr senesi diye bilinen, Karâmita ve Karmatî denilen sapıkların halkı kırıp geçirdiği yıl, yaşı yüzü aşkın iken vefât etti...

“DÎNİN SERMAYESİ NEDİR?”
Bir gün Cerîrî hazretlerine; “Tasavvuf nedir?” dediler. O da; “Tasavvuf, sulhu olmayan bir cenktir. Yâni, tasavvuf talep ve sulh ile ele geçmez. Ancak nefisle muhârebe netîcesinde gerçekleşir” buyurdu...
Bir gün kendisine; “Dînin sermayesi nedir?” diye sordular. Bunun üzerine; “Ârifler, dînin sermâyesinin bâtınî ve zâhirî olmak üzere birtakım esaslar üzerine söz birliği etmişlerdir. Bunlardan bâtınî olanları; Allahü teâlânın sevgisi, O’ndan uzak kalma korkusu, O’nu görememe endişesi ve O’na ulaşma ümididir. Zâhirî olanlar ise; doğru sözlülük, cömertlik, alçak gönüllülük, başkasına eziyet vermemek, nefsin isteklerine sabırdır” buyurdu.
Îmânın esâsının üç şeye bağlı olduğunu bildirirdi. “İktifâ, ittikâ ve ihtimâ. İktifâ; Allahü teâlâyı kâfi görmektir. Allahü teâlâyı, kendisi için kâfi görenin içi rahat olur. İktifâ netîcesinde mârifete, Allahü teâlâyı tanımaya kavuşur. İttikâ; Allahü teâlânın yasak ettiği şeylerden sakınmaktır. Yasaklardan (haram ve mekruhlardan) sakınanın içi ve dışı, yaşayışı düzelir. Hayâtı intizâma girer. İnsan bunun netîcesinde güzel ahlâka kavuşur. İhtimâ; nefsi perhiz etmeye, az yemeye alıştırmaktır. Haram ve helal olan gıdâlara dikkat eden nefsini riyâzet üzere bulundurur. Helâlinden az yiyenin beden sıhhati düzgün olur” buyurdu.

HER KAPTAN, İÇİNDEKİ SIZAR!..
Ameline (yaptığı ibâdet ve iyi işlere) güvenenleri îkâz edip uyarır hattâ onlara; “Kim amelinin kendisini kurtaracağını zannederse, yolunu şaşırır. Çünkü Peygamber efendimiz; (Sizden hiçbirinizi ameli kurtaramaz) buyurmuştur. İnsanı korktuğundan kurtarmayan şey, umduğuna nasıl kavuşturur? Kimin Allahü teâlânın ihsânına güveni tamsa, onun korktuğundan emin, umduğuna nâil olacağı ümid edilir” buyururdu.
“Âlim kimdir?” diye sordular. “Âhireti isteyen, dünyâdan, dünyevî meşgûliyetlerden yüz çevirendir” buyurdu.
Talebelerinin arasında, devamlı; “Allah Allah” diye zikreden birisi vardı. Bir gün bu gencin başına bir hurma dalı düşüp, başı yarıldı ve orada vefat etti. Başından akan kan, yer üzerinde; “Allah Allah” yazıyordu. Anlaşıldı ki, her kaptan, içinde olan dışarı sızar...

Toplam Görüntülenme: 1158

Yayın tarihi: Pazartesi, 12 Temmuz 2010

Bunları okudunuz mu?