Hindistan velîlerinden Emânullah Pâni-püti

Emânullah Pâni-püti, Şeyh Hasen’in ve Muhammed Mevdûd Lârî’nin talebesidir. Tasavvufta Kâdiriyye yoluna bağlı idi. Bilhassa tasavvuf yoluna âit yüksek hakîkatleri, ince sırları açıklayıp beyan etmekte çok üstün idi. Zâhirî ve bâtınî ilimlerde derin âlim idi. İfâde ve iknâ kabiliyeti o derece idi ki, sohbetinde tasavvufa âit ma’rifetleri açıklamaya, izâh etmeye başladığı zaman, en inatçı kimse bile iknâ olur kabûl ederdi.

“DERVİŞLİĞİN ESASI İKİ ŞEYDİR!”
Emânullah Pâni-pütî hazretleri buyurdu ki:
“Bize göre dervişliğin esâsı iki şeydir. Birincisi; ahlâkını, hâl ve hareketlerini Ehl-i sünnet âlimlerinin bildirdiklerine uygun olarak süsleyip, her ân edebe riâyet etmek, ikincisi ise; Resûlullah efendimizi ve O’nun Ehl-i beytini çok sevmektir.”
Emânullah hazretleri, bazı eski dostlarını, bu yolda bulunan bazı tanıdıklarını zaman zaman Dehlî’ye gelip, ziyâretlerde bulunurdu. Bir defasında yine Dehlî’ye gidecekti. Yola çıkacağı zaman talebelerine bakıp; “Bu defa inşâallah iki seferden biri olur?” buyurdu. Talebelerinin önde gelenlerinden olan Zekeriyyâ Ecvedehnî; “Sefer (yolculuk) esnasında dostlarınız, talebeleriniz de yanınızda bulunacaklar” deyince, buyurdu ki: “Eğer zâhirî bir sefer ise, dostlarla birlikte olur. Ama başka bir sefer ise, dostlarımı Allahü teâlâya ısmarladım. O’na emânet ettim.” Bundan sonra evine girip herkesle ve hattâ her şeyle vedâlaştı. Öyle ki, okuduğu kitabı açıp baktı ve; “Senden çok haz ve lezzet aldım, çok fâidelendim” diyerek veda etti... Bu şekilde odaya ve duvarlara dahî veda ettikten sonra, aynı gün sıtmaya yakalandı. “Çok su ısıtın, yeni kaplar getirin ki, bugün bütün ömür düşünceleri gidiyor” buyurdu. Çok yemekler hazırlattı...

GAYET NEŞELİ GÖRÜNÜYORDU...
O gün, Emânullah hazretlerinin de mensûbu bulunduğu Kâdiriyye yolunun müessisi (kurucusu) olan Gavs-üs-sekaleyn Seyyid Abdülkâdir-i Geylânî hazretlerinin vefâtının sene-i devriyesi idi. “Dostlardan önce ve önde gitmemeli” buyurup, o gün hazırlattığı çeşitli yemekleri, dostlarına ikrâm etti. Gayet neşeli göründü. Ertesi gün kendisinde ölüm hâlleri görülmeye başladı. Bir ara “Tasavvuf büyükleri hazırlar ve bekliyorlar” buyurup, Kelime-i tevhîdi söyleyerek rûhunu teslim etti...

Toplam Görüntülenme: 1435

Yayın tarihi: Pazartesi, 09 Mart 2009

Bunları okudunuz mu?