Kerâmetler menbaı Muhammed Fergal

Muhammed Ahmed Fergal, evliyânın büyüklerindendir. 860 (m. 1456) senesinde, Mısır’ın güneyindeki Sa’îd şehrinde vefât etti. Ebî Tîc’deki dergâhında defnedildi. Bu mübarek zat, kerâmetleriyle meşhurdur....

RÂHİB MÜSLÜMAN OLDU...
Bir defasında şeyh-ül-İslâm İbn-i Hacer Mısır’a geldi. Bu arada bir mesele sebebiyle Muhammed Fergal’e uğradı. İçinden; “Allahü teâlâ, ilim tahsilinde bulunmamış birine evliyâlık vermez. Verecek olsa, ilim de ihsân eder” şeklinde bazı şeyler geçti. O esnada, bu düşünceler Muhammed Fergal’e malûm olup; “Ey efendi, olduğunuz yerde kalınız!” buyurup, onu tutup kuvvetli bir şekilde sarstı ve; “Allahü teâlâ, beni ihsânı ile velî olarak seçti ve ilim de nasîb etti” buyurdu.
Bir gün Muhammed Fergal’in huzûruna Hıristiyan râhiblerinden biri geldi. O anda canı kavun istedi. Kavun-karpuz mevsimi de değildi. Muhammed Fergal, kerâmet olarak bir kavun getirdi ve o kişi derhâl Müslüman oldu.
Hıristiyan bir kadının çocuğu hasta oldu. Bu kadının Muhammad Fergal’e hüsn-i zannı olup, onun büyüklüğüne inanırdı. Çocuğum hastalıktan kurtulursa, Muhammed Fergal’e bir halı vermeyi adadım dedi. Muhammed Fergal’e, bu kadının niyeti ve bütün yaptıkları ma’lûm oldu. Buyurdu ki: “Şimdi halının yününü hazırladılar. Yünü büktüler (eğirdiler) ve dokumaya başladılar. Bitirdiler. Vermek üzere yola çıktılar. Şu ânda falan yere getirdiler. Şimdi de kapının önünde, biriniz çıkıp alsın.” Dışarı çıkıp baktıklarında, halıyı kapının önünde buldular. Muhammed Fergal, halıyı getireni çağırtıp, ağırlayıp hediyeler verdi. “Yum gözünü” buyurdu. O kişi, kendini bir ânda memleketinde buldu.

“EVLİYÂ TASARRUF SAHİBİDİR!”
Birisi Muhammed Fergal’in yanına geldi ve Kur’ân-ı kerîm okumaya başladı. Bir aralık yanıldı. Fergal’den başka kimse yanlışını fark etmedi ve; “Yanıldın” buyurdu. O kişi; “Sen hafız değilsin, benim yanıldığımı nasıl anladın” dedi. Muhammed Fergal de; “Semâya yükselen bir nûr görüyordum. Birden kesildi. İki nûr arasında bir ayrılma oldu. İşte o zaman yanıldığını anladım” buyurdu.
Bu mübarek zat, vefat ederken buyurdu ki:
“Evliyâ tasarruf sahibidir. Her kimin bir hâceti olursa, kabrime gelsin, yüzüme karşı dursun, arzusunu bana söylesin. Allahü teâlânın izniyle onun hâcetini gideririm.”

Toplam Görüntülenme: 1291

Yayın tarihi: Pazartesi, 23 Şubat 2009

Bunları okudunuz mu?