Muhammed Husrî

Muhammed Husrî hazretleri, Irak’ta yetişen büyük evliyadandır. Basra’da doğdu. Hanbeli idi. 371 [m. 981] senesinde vefât etti. Vefatından kısa bir zaman önce buyurdu ki: 

Günah işleyince, hemen tevbe etmelidir. Gizli işlenen günahın tevbesi gizli olur. Açık işlenmiş günahın tevbesi açık olur. Tevbeyi geciktirmemelidir. (Kiramen kâtibîn) melekleri, günahı hemen yazmaz. Tevbe edilirse, hiç yazılmaz. Tevbe edilmezse yazarlar. Câfer bin Sinân buyurdu ki: (Günaha tevbe etmemek, bu günahı yapmaktan daha fenadır). Hemen tevbe etmeyen de, ölmeden önce tevbe etmelidir. Verâ ve takvâyı elden bırakmamalıdır. (Takvâ) açıkça yasak edilmiş olan şeyleri, (Verâ) şüpheli şeyleri yapmamaktır. Yasak edilenlerden sakınmak, emrolunanları yapmaktan daha faydalıdır. Büyüklerimiz buyurdu ki: (İyiler de, kötüler de, iyilik yapar. Fakat, yalnız sıddîklar, iyiler, günahtan sakınır.) Hadis-i şerifte, (Kıyâmet günü Allahü teâlânın huzuruna kavuşanlar, verâ ve zühd sahipleridir) buyuruldu... 

Kalbinin ürperdiği işi yapma! Nefsine uyma! Şüphe ettiğin işlerde kalbine danış! Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Nefse sükûnet ve kalbe ferahlık veren iş, iyi iştir. Nefsi azdıran, kalbe heyecan veren iş günahtır.) Yine hadis-i şerifte, (Helâl olan şeyler bellidir. Haramlar da bildirilmiştir. Şüpheli olanlardan kaçınız. Şüphesiz bildiklerinizi yapınız!) buyuruldu. Bu hadis-i şerif gösteriyor ki, şüphe edilen ve kalbi sıkan şeyi yapmamalı. Şüphe edilmeyeni yapmak câiz olur. Bir hadis-i şerifte, (Allahü teâlânın, Kur’an-ı kerimde helâl ettiği şeyler helâldir. Kur’an-ı kerimde bildirmediği şeyleri affeder) buyuruldu. Şüpheli bir şeyle karşılaşınca, eli kalb üzerine koymalı. Kalb çarpması artmazsa, o şeyi yapmalı. Eğer, fazla çarparsa yapmamalıdır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Elini göğsüne koy! Helâl şeyde kalb sâkin olur. Haram şeyde çarpıntı olur. Şüpheye düşersen yapma! Din adamları fetvâ verseler de yapma!). Îmanı olan, büyük günaha düşmemek için, küçük günahtan kaçar. 

İSTİĞFÂR EYLE!.. 

Bütün ibâdetlerini, iyiliklerini kusurlu bilmelidir. Allahü teâlânın emirlerini tam yapamadığını düşünmelidir. Ebû Muhammed Abdüllah bin Menâzil buyurdu ki: “Allahü teâlâ çeşitli ibâdetleri bildirdi. Sabrı, sıdkı, namazı, orucu ve seher vakitleri istiğfâr etmeyi buyurdu. İstiğfârı en sonra söyledi. Böylece kula, bütün ibâdetlerini, iyiliklerini kusurlu görüp, hepsine af ve magfiret dilemesi lâzım oldu.” 

Toplam Görüntülenme: 1016

Yayın tarihi: Çarşamba, 19 Eylül 2012

Bunları okudunuz mu?