Muhammed Osman Sâhib

Muhammed Osman Sâhib Müceddidî, Hindistan’da yetişen evliyânın büyüklerindendir. 1828 (H.1244) senesinde Pencab’ın Lori kasabasında doğdu. 1896 (H.1314)de Pencab Musâzey kasabasında vefât etti... 

Bu mübarek zat buyurdu ki: “İnsanın kalbi gökyüzü gibidir. Bâzan açık, berrak olur, bâzan da kapalı, kederli (bulutlu) olur. Kuvvetli düşman olan şeytan ise pusuda beklemektedir. Kim bilir hangi hîlesi ile zavallı insanı aldatmak için devamlı uğraşır. O halde Allahü teâlâya tevekkül ederek, kulluk vazîfesini yapmaya bakmalı, hiçbir şeye iltifat etmeden kalbin selâmete kavuşması için çalışmalıdır. İstikâmet üzere olmalı ve bu yoldan hiç sapmamalıdır. 
Dünyadan âhirete îmanlı giden, Cennette Allahü teâlâyı cihetsiz ve keyfiyyetsiz ve hiçbir şeye benzetmeyerek ve misâli olmayarak görecektir. Buna, Müslümânların yetmişüç fırkasından, yalnız Ehl-i sünnet inanmıştır. Diğerleri inkâr etmiş ve cihetsiz ve keyfiyyetsiz olarak görmek olamaz demişlerdir. Hattâ, Muhyiddîn-i Arabî, âhırette Allahü teâlâyı görmek, (Tecellî-i sûrî)dir. [Yâni, kendini değil, sûretini görmektir diyor.] Başka türlü görmek olmaz diyor. Bir gün üstâdım, Muhyiddîn-i Arabînin şöyle buyurduğunu söyledi: 
(Mu’tezile fırkası, Allahü teâlâ, aklın ermediği bir görmekle, cihetsiz, keyfiyyetsiz olarak görülecek demeselerdi, başka şeylerin görülmesi gibi, görülecek deselerdi ve Onu görmeyi, sûrî bir tecellî olarak bilselerdi, Onu görmeyi inkâr etmez, görülemez demezlerdi. Yâni cihetsiz, keyfiyyetsiz olarak görüleceğine inanmıyorlar. Sûretin tecellîsinde ise, cihet ve keyfiyyet vardır). Hâlbuki Cennette Allahü teâlâyı görmeyi, sûretin tecellîsi [görünmesidir] demek, Onu görmeyi inkâr etmektir. Her ne kadar oradaki sûretin tecellîsi, dünyada eşya sûretlerinin görünmesi gibi değil ise de, yine Onun kendini görmek değildir.”

“İBLÎS MEL’ÛN OLDU!” 
“Sakın Allahü teâlânın lütfuna mazhâr olmuş ve senden üstün kılınmış bir kimseye hased etme. Çünkü hasedin sebebiyle Allahü teâlânın gazabına uğrayabilirsin. Çehren değişip, kötü âkıbetlere düşebilirsin. Nitekim Âdem aleyhisselâma hased edip, böbürlenerek secde etmeyen İblîs, mel’ûn oldu...” 
Muhammed Osman Sâhib, vefatından kısa bir zaman önce buyurdu ki: “Dünyâ bir fırsat yeridir. Zarûrî işler dışında bâtını, kalbi toparlamakla meşgûl olmalı. Bu, her işten mühimdir. Aslâ ihmâl edilmemelidir. Bu dünyâda vakit iyi ameller yapma zamânıdır. Yoksa yarın âhirette pişman olmaktan başka bir şey ele geçmez.” 

Toplam Görüntülenme: 1075

Yayın tarihi: Perşembe, 01 Mart 2012

Bunları okudunuz mu?