Nûreddîn Berîfkânî

Nûreddîn Berîfkânî hazretleri, Kuzey Irak evliyâsındandır. 1789 (H.1204) târihinde Berîfkan köyünde doğdu. Önce Kur’ân-ı kerîmi hatmetti. Zâhirî ilimlerde de yükseldikten sonra mânevî ilimlerde de olgunlaşmak isteyen Şeyh Nûreddîn, önce Şeyh Hâc Mahmûd Celîlî hazretlerinden Kâdiriyye yolunun edeplerini öğrendi. Sonra da Nakşibendî yolu büyüklerinden Şeyh Nûr Muhammed Hindî hazretlerinden bu yolun edeplerini ve usûlünü öğrendi. Allahü teâlâ kalb gözünü açtı ve böylece mânevî feyizlere kavuşmuş oldu. Hocası kendisine icâzet (diploma) verip hak yolun bilgilerini öğretmekle vazîfelendirdi. 1850 (H.1267) târihinde vefât etti. Vefatından kısa bir zaman önce buyurdu ki: 

Buhârî’nin, Ebû Hüreyreden “radıyallahü anh” haber verdiği hadîs-i şerîfte, (Allahü teâlâ, kulum farzları yapmakla bana yaklaştığı gibi başka şeyle yaklaşamaz. Kulum nâfile ibâdetleri yapınca, onu çok severim. Öyle olur ki, benimle işitir. Benimle görür. Benimle her şeyi tutar. Benimle yürür. Benden her ne isterse veririm. Bana sığınınca, onu korurum buyurdu) denilmekdedir. Bu hadîs-i şerîf gösteriyor ki, farzlarla birlikte nâfile ibâdetleri yapan, Allahü teâlânın sevgisini kazanır. Bunların duâları kabûl olur. Sa’îd bin İsmâ’îl Ebû Osmân Hayrî Nîşâpûrî “rahmetullahi teâlâ aleyh” buyuruyor ki: Bu hadîs-i şerîf, onun görmek, işitmek, gitmek, tutmak gibi her çeşit istediklerini, hemen ihsân ederim, demektir. 
(İşlerinizde sıkıştığınız zamân, kabirde olanlardan yardım isteyiniz!) hadîs-i şerîfi de, Allahü teâlânın, sevdiği kullarına, ölü iken de bu kuvveti vermiş olduğunu göstermekdedir... 

DUANIN KABULÜ İÇİN... 
Eshâb-ı kirâm ve Tâbi’în-i ızâm (Kabr-i se’âdet)i ziyâret ve istigâse ederdi. Bunun için çok kitâb yazılmıştır. (Hısn-ül-hasîn)de duâ âdâbını anlatırken (Duânın kabûl olması için, Peygamberleri “aleyhimüssalevâtü vetteslîmât” ve sâlih kulları vesîle etmelidir. (Buhârî)deki hadîs-i şerîfte böyle bildirildi) buyurmaktadır. İbni Mâce hadîsinde, Peygamberimiz (Allahümme innî es’elüke bihakkıssâ’ilîne aleyke), ya’nî (Yâ Rabbî! Senden isteyip de, verdiğin kimselerin hâtırı için, senden istiyorum!) derdi ve böyle duâ ediniz buyururdu... 

Toplam Görüntülenme: 905

Yayın tarihi: Pazar, 19 Şubat 2012

Bunları okudunuz mu?