Pâdişâhın rüyasına giren zât!

Baba Haydar Semerkandî hazretleri Anadolu evliyâsından, Hâce Ubeydullah-i Ahrâr hazretlerinin talebelerinin yükseklerinden ve halîfelerindendir. İstanbul’da Eyyûb Sultan Câmii civârında kaldı...

“EYÜP’TEN DAVET ALDIK!..”
Zamânın pâdişâhı Kânûnî Sultan Süleymân, bir gece rüyâsında ak sakallı, nûr yüzlü bir ihtiyârın sırtını sıvazladığını gördü. İhtiyâr kendisine; “Efendimiz, Eyüp’teki Baba Haydar, sizi kulübesinde bekliyor” dedi. Bu isimde bir zatı hiç duymamıştı. Pâdişâhı ayağına davet eden bu zât kimdi?.. 
Sabah olunca, Sultan, lalasını yanına çağırıp; “Tez davran. Eyüp’ten davet aldık gidiyoruz” dedi. Her ikisi kıyâfet değiştirip, gittiler. O zatın kulübesini buldular. İçeriden bir ses: “Buyurunuz Pâdişâhım!” diyerek dâvet etti. Pâdişâh selâm vererek içeri girdi. Baba Haydar bir pöstekinin üzerinde oturuyordu. Binlerce sinek her yanını kaplamış onu gizliyordu. Geceleri rüyâsına giren zâtı merak eden Pâdişâh, büyük bir dikkatle Baba Haydar’ın yüzüne bakıyordu. Fakat sineklerden yüzünü seçemiyordu. Bir müddet duran Sultan dayanamayarak; “Hazret! Şu sinekleri kovalasan da yüzünü bir görsek” dedi. Baba Haydar; “Sultânım! Siz Peygamber efendimizin vekîlisiniz. Şu gücünüzü gösterin de sinekleri siz kovalayın” buyurunca, Sultan hemen harekete geçti. Ne kadar uğraştı ise sinekleri kovalayamadı. Baba Haydar hazretleri kalkıp, pencereyi açtı ve odaya doğru dönüp; “Haydi bakalım!” deyince, bütün sinekler emir almışçasına odayı hemen boşalttı. Pâdişâh ona: 
“Efendim! Benden ne dilerseniz dileyin” dedi. “Senin sağlığından başka hiçbir şey istemem” deyince, Sultan pöstekinin altına, altın dolu bir kese bırakmak istedi. Bunu fark eden Baba Haydar, eliyle keseyi iterek; 
“Mâdem çok istiyorsun, şuraya bir mescit inşâ ettir” dedi... 

“MEKÂNIM BU KULÜBEDİR!..”
Pâdişâh bu isteği hemen yerine getirdi. Câmi kısa zamanda tamamlandı. Câminin açılışında Kânûnî Sultan Süleymân da hazır bulundu ve Baba Haydar’ın yanına giderek: 
“Efendi hazretleri buyurunuz. Artık mescit sizindir. Orada sizin için de husûsî yer yaptırılmıştır” dedi. Baba Haydar, Sultana; “Ben ölünceye kadar mekânım şu gördüğün kulübedir. Öldüğüm zaman bu kulübenin bulunduğu yere gömülmek isterim. Benim başımın ucunda mescit olduktan sonra, üzerime sakın türbe yaptırmayın. Bir mezar taşı bana yeter. Bu bizim sana vasiyetimiz olsun” dedi. Bunları söyledikten kısa bir zaman sonra da vefat etti...

Toplam Görüntülenme: 1266

Yayın tarihi: Cuma, 12 Kasım 2010

Bunları okudunuz mu?