Saliha kadının salih evladı...

İsrailoğullarından zengin bir adam ölmek üzereydi. Üç oğlu vardı. “Benim bu servetim sadece sizlerden biriniz içindir” der ve vefat eder...

İsrailoğulları arasında çok serveti ve üç oğlu olan akıllı bir kimse vardı. Çocuklarından biri saliha bir hanımdan doğmuştu. Diğer ikisinin anneleri ise, saliha olmayan, kötü kadınlardı...

“DERDİNİZİN ÇARESİ REMLE’DE!”
Her fani gibi bu zengin adamın da ölüm anı gelmişti. Oğullarına, “Benim bu servetim sadece sizlerden biriniz içindir” dedi ve vefat etti... 
Baba öldükten sonra büyük oğul, “Babamın maksadı ben idim” dedi. İkinci oğul, “Hayır, bendim” dedi. Küçük oğul da kendisi olduğunu söyledi... Üç kardeş nihayetinde hâkimin yanına gittiler. Hakim onlara şöyle dedi:
“Remle şehrinde üç kardeş var. Siz oraya gidiniz; onlar sizin derdinize çare bulurlar.”
Üç kardeş birlikte Remle’ye gittiler. Önce kardeşlerden küçüğünü buldular. Onu çok yaşlı bir şahıs olarak gördüler. Meseleyi ona anlatınca, o; “Yaşı benden büyük olan kardeşimin yanına gidin” dedi. Onlar ikinci kardeşin yanına gittiklerinde, onu orta yaşlı birisi olarak gördüler; onun siması birinci kardeşten daha genç görünüyordu. O da bunları büyük kardeşlerinin yanına gönderdi. Bunlar onun yanına varınca, ağabeylerini diğer iki kardeşinden daha genç gördüler. İlk önce onların durumunu, yani küçük kardeşlerinin neden büyük kardeşlerinden daha yaşlı göründüğünü sordular. Daha sonra kendi meselelerinin nasıl hâllolacağını sordular.
O cevaben şöyle dedi: Küçük kardeşimin kötü huylu bir hanımı var ve sürekli olarak ona eziyet ediyor. İşte bu yüzden o görünüş olarak daha çökmüş ve daha yaşlı gözüküyor.
Ortanca kardeşimin ise bazen onu incitip bazen de hoşnut eden bir hanımı var. 
Benim ise saliha bir hanımım var. Beni asla üzmez, aksine hoşnut etmektedir...
Babanızın vasiyetine gelince; siz ilk önce, gidin onun kabrini açın ve kemiklerini çıkararak yakın ve daha sonra aranızda hükmetmesi için hakime gidin.

“BU MİRAS SENİNDİR!”
Bunlar evlerine döndüklerinde ellerine kazma kürek alarak kabristana gittiler. İki büyük kardeş babalarının kabirlerini açmaya yeltenince, küçük kardeş şöyle dedi: “Babamın kabrini açmayın; ben kendi payımı size vermeye hazırım.” Sonra onlar birlikte hakimin yanına dönerek durumu anlattılar.
Hakim onların küçük kardeşlerine dönerek şöyle dedi:
“Bu miras senindir; eğer onlar da onun oğulları olsaydı, acıma duyguları olur ve bu işlerinden dolayı utanıp hayâ ederlerdi” dedi.

Toplam Görüntülenme: 1264

Yayın tarihi: Pazar, 30 Ağustos 2009

Bunları okudunuz mu?