Şerâfeddin Zeynel Abidin Dağıstanî
Şerâfeddin Zeynel Abidin Dağıstanî, Hicrî 1292, Miladî 1875 yılında Dağıstan’ın Temirhan-şura vilayeti, Gunip kazasının Kikuni köyünde dünyaya geldi. Babası Abdurraşid Efendi, annesi Emine Sara Hatundur. Anne ve babasının her ikisinin de kabirleri, Yalova Güneyköy’deki kabristandadır. Yalova ilinin Reşadiye (Güneyköy) köyünde Hicrî 1355, Miladî 1936 yılı Cemaziyel evvel ayının yirmiyedisinde altmış üç yaşında iken vefat etmiştir.
Önce Bursa’ya geldiler...
Şerâfeddin Dağıstanî, Dağıstan’daki gençlik yıllarında, intisab ettiği Şeyh Ebu Ahmed es-Suğuri’nin gözetiminde seyr ü sülukunu tamamlamıştı. Ebu Ahmed es-Suğuri’nin, İmam Şeyh Şamîl ile birlikte Ruslara kar?şı savaştığı için Ruslar tarafından vatanı Dağıstan’dan ayırılıp sürgün edildiği bilinmektedir...
Türkiye’ye hicret edince önce Bursa’ya geldiler; bir süre Bursa’da misafir edildikten sonra , Marmara Denizinin güney kıyılarındaki Yalova’ya giderek devrin sultanının özel fermanıyla denize oldukça yakın, dağlık bir yörede yerleştiler...
Şerâfeddin Zeynel Abidin Dağıstanî vefat ederken; “Bir insan için en mutlu an ölüm vaktidir, çünkü o ölürken günahları da birlikte son bulacaktır” dedi ve sonra da ruhunu teslim etti.
Şerâfeddin Dağıstanî, hayatının son gününde vasiyetini yazarak yeğeni ve halefi Abdullah’a verdi. Manevi mirasçısı ve halefi Abdullah Dağıstanî ölümünden sonraki olayları şu şekilde anlatmıştır:
Sevenleri akın etti...
“Cenaze namazına hazırlamak için O’nun bedenini yıkadık. Ertesi günkü cenaze defin törenine onbinlerce insan gelmişti ve öyle ki, küçük kasabamıza bu kalabalık sığmamıştı. Ölüm haberi hızla tüm Türkiye’ye yayıldığında; Yalova, Bursa ve İstanbul gibi kısmen yakın yerler dışında Adapazarı, Eskişehir, İzmir, Kastamonu ve daha birçok yerden sevenleri koşup gelmişlerdi. Cebel-i Hafakan tepeciğinde önceki mürşidi Muhammed-ül Medeni’nin yanında sağlığında iken işaret ettiği yere hazırladığımız kabrine defnettik.”
Kabri, Yalova’ya 10 km kadar mesafede bulunan Güneyköy’dedir.
Toplam Görüntülenme: 2038
Yayın tarihi: Çarşamba, 13 Haziran 2007
Bunları okudunuz mu?
- Tabiinin büyüklerinden Mugire bin Hakî
- Hadis âlimi Abdullah bin Avn
- ABİDE BİR KADINLA HİBAL'İN KONUŞMASI
- Hadramutlu mutasavvıf Ebû Abdullah Hadramî
- Fıkıh ve hadis âlimi Ebu Abdullah
- Hanım evliyâ Râbia-i Adviyye
- Korku ve ümit, âhiret inancından doğar
- Her harfin kendine has manâları vardır
- Yolumuzun esası, zaruri olan ile yetinmektir
- Her varlık, Allah'ı tesbih eder