Şerefüddîn Ahmet Bin Yahya Münîrî
Hindistan’da yaşayan evliyânın büyüklerindendir. Mahdûm-ül-Mülk Bihârî diye tanınır. Lakabı, Şerefüddîn olup, nesebi, Peygamber efendimizin amcalarından Zübeyr bin Abdülmuttalib’e dayanır.
Dedesi, evliyâdan bir kimse olup, Halîl kasabasından, Bihar’daki Münîr kasabasına göç etti. Anne tarafından dedesi, Sühreverdiyye yolunun rehberlerinden idi. Bu dedesi, Kaşgarlı olup, sonradan Patna’ya bağlı Jathli köyüne geldi. Hazret-i Hüseyin’in soyundan olduğu için seyyid idi.
SON DEFA ABDEST
ALMAK İSTEDİ
Vefât ettiği gün, yüz yirmi bir yaşında idi. Vefâtından bir gün önce çok hasta olmasına rağmen, son defâ abdest almak istedi. İkindi vakti yaklaşıyordu. Hırkasını çıkardı, su istedi, yenlerini kıvırdı, dişini temizledi.
Besmele okuyarak abdest almaya başladı. Her uzvunu yıkamaya başlarken, başka duâlar okudu. Kollarını yıkarken, Şeyh Halîl yüzünü yıkamayı unuttuğunu hatırlattı. Tekrar tâze abdest almaya başladı. Kâdı Zâhid, sağ ayağını yıkamaya yardım etmek istediyse de, ona mâni oldu. Abdesti tamamladıktan sonra, bir tarak ve seccade istedi. Sakalını taradıktan sonra, iki rekat namaz kıldı. Biraz dinlendi ve sonra ikindi namazını kıldı.
ÇOCUKLARIYLA HELALLEŞTİ
1380 (H.782) senesi Şevvâl ayının beşinde de, evdeki çocuklarıyla ve talebeleriyle helâllaştı. Onlarla vedâlaştı. Ertesi gün yatsı vaktinde, salevât-ı şerîfe getirerek duâ etmeye başladı. Duâ esnâsında mübârek rûhunu teslim etti. Cenâze namazı, Şeyh Eşref Cihangir Semnânî tarafından kıldırıldı.
Toplam Görüntülenme: 1441
Yayın tarihi: Pazar, 29 Mart 2009
Bunları okudunuz mu?
- Dağıstanlı Hâfız Efendi
- Hâce Mevdût Çeştî
- I. Abdülhamid Han
- Celâlzâde Mustafa Çelebi
- Ziyâd bin Ebî Süfyân (radıyallahü anh)
- İnsana, bir musîbet gelince hislenmemesi mümkün mü?
- İşte Allah’tan korkmak böyle olur!
- Tasavvuf, herkese merhametli olmaktır
- Ali'yi inciten, beni incitmiş gibidir
- İnsanlara iyi muâmele etmek, aklın yarısıdır