Şeyh Ulemâ

Şeyh Ulemâ, Selçuklular devrinde yaşamış olup hayâtı hakkında geniş bilgi yoktur. Konya’nın Işkalaman Mahallesindeki târihî mezarlıkta bulunan türbesinin kitâbesinde “Şeyh-Fakîh” gibi üstün vasıflarla anlatılmaktadır. Şeyh Ulemâ hazretleri, vefatından kısa bir zaman önce buyurdu ki: 

Hadîs-i şerîfte, (Zikrederek, kalblerinin yükünü hafîfletenlerin yolunda olunuz!) buyuruldu. Bunun için, [Allaha, Allahü teâlânın sevgisine kavuşmak için, kalbin mahlûklara olan bağlantılarını kesmek, onu dünyâ zevklerine düşkün olmaktan kurtarmak lâzımdır. Kalbi kurtarmak için de, zikirden dahâ faydalı bir ilaç yoktur, demişlerdir.] 

Tasavvuf ehlinde meşhûr olan simâ ve raks iki nevidir: Birincisi, kalbin ve nefsin fânî olmasından sonra, cemâl veyâ celâl sıfatlarının tecellîsinde hâsıl olur ki, bunda aklın ve nefsin müdâhalesi yoktur. İkincisi, bazı câhil ve gâfil tarîkatçıların, noksan akıllarına ve azgın nefislerine uyarak, bağırmaları ve zıplamalarıdır. (Biz, bunları yapmayız) buyurdu. 

Ra’d sûresindeki âyet-i kerîmede meâlen, (Biliniz ki kalbler, ancak Allahı zikretmekle itmînâna kavuşur) buyuruldu. İtmînân, sükûn, râhat demektir. Harf-i cerli olan zikir kelimesinin fiilden evvel söylenmesi, hasrı ifâde eder. Yani, itmînâna ancak, yalnız zikir ile kavuşulur denildi. Zikir, hâtırlamak demektir. Allahü teâlâyı hâtırlamak, Onun ismini söylemekle veyâ çok sevdiği bir velîsini görmekle olur. Çünkü, hadîs-i şerîfte, (Onlar görüldüğü vakit, Allah hâtırlanır) buyuruldu. İsmini işitirken, söylerken, başka şey düşünülebilir. Onu hâtırlamak şüpheli olur. Onu devâmlı hâtırlamak için, her gün binlerce söylemek lâzım olur. Evliyâyı severek, inanarak görünce, muhakkak hâtırlanacağı müjdelendi. 

KALB İLE GÖRMEK!.. 

Görmek göz ile olduğu gibi, velînin şeklini, sûretini, kalbine, hayâline getirmekle de, görmüş gibi olup, Allahü teâlâyı hâtırlamaya sebep olur. Böyle, kalb ile görmeye (Râbıta) denir ki, kalbi, Allahü teâlâdan başka şeyleri sevmekten, onları düşünmekten kurtaran vâsıtadır. Yukarıdaki âyet-i kerîmede ve hadîs-i şerîfte bildirilen temiz kalbe, ihlâsa kavuşturan yoldur. Evet, İslâmiyyete yapışmak, yani emirleri yapmak ve harâmlardan sakınmak, insanı Allahü teâlânın rızâsına, sevgisine kavuşturur ise de, bunları ihlâs ile yapmak şarttır. Hem İslâmiyyete uymalı, hem de, ihlâs elde etmelidir. 

Toplam Görüntülenme: 943

Yayın tarihi: Cuma, 10 Ağustos 2012

Bunları okudunuz mu?