Tasavvuf, insanları incitmemektir

Abdurrahmân Rûmî hazretleri Osmanlı âlimlerindendir. Doğum târihi ve yeri bilinmemektedir. 954 (m. 1547) senesinde Bursa’da vefât etti. Bir sohbetinde buyurdu ki:

Kendinin ve çoluk çocuğunun nafakasını helâlden kazanmak için çalışmalıdır. Bunun için, ticâret, sanat yapmak lâzımdır. Selef-i sâlihîn, hep böyle çalışıp kazanırlardı. Helâl kazanmanın sevaplarını bildiren pekçok hadis-i şerif vardır. Muhammed bin Sâlim hazretlerine "Çalışıp kazanalım mı, yoksa yalnız ibâdet yapıp tevekkül mü edelim?" dediklerinde, "Tevekkül etmek, Resûlullahın hâlidir. Çalışıp kazanmak da, Onun sünnetidir. Çalışıp da tevekkül ediniz" buyurdu.
Ebû Muhammed bin Menâzil, "Çalışıp da tevekkül etmek, bir yere çekilip ibâdet yapmaktan hayırlıdır" buyurdu. Yemekte, içmekte adaleti, yani orta hâlde olmayı gözetmelidir. Gevşeklik verecek kadar çok yememeli. İbâdet yapamayacak kadar da, perhîz etmemelidir. Evliyânın büyüklerinden Şâh-i Nakşibend hazretleri buyurdu ki: "İyi ye, iyi çalış!" Sözün kısası, ibâdet ve iyilik yapmaya yardımcı olan her şey, iyi ve mübârektir. Bunları azaltanlar da, yasaktır. Her iyi işte, niyete dikkat etmelidir. İyi niyet olmadıkça, o işi yapmamalıdır.
İslâmiyete uymayanlardan, bid'at ve günah işleyenlerden uzlet etmeli, yâni bunlarla görüşmemelidir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Hikmet, on kısmdır. Dokuzu uzlettedir. Biri de, az konuşmaktadır.) Böyle insanlarla zarûret kadar görüşmelidir. Vakitleri, çalışmakla, zikir, fikir ve ibâdetle geçirmelidir. Eğlenecek zaman, öldükten sonradır. Sâlih, temiz Müslümanlarla görüşmeli, onlara faydalı olmalı ve onlardan faydalanmalıdır. Lüzûmsuz, faydasız sözlerle, zamanları zâyi etmemelidir. İyi, kötü, herkese, güler yüz göstermeli. Af dileyenleri affetmelidir. Herkese karşı iyi huylu olmalıdır. Kimsenin sözüne karşı gelmemeli. Münâkaşa etmemelidir. Herkese yumuşak söylemeli, sert söylememelidir.
Tasavvuf, namaz ve oruç ve geceleri ibâdet etmek demek değildir. Bunları yapmak her insanın kulluk vazîfesidir. Tasavvuf, insanları incitmemektir. Bunu hâsıl eden, vâsıl olmuştur. Evliyânın, sözlerinin yumuşak olması ve huylarının güzel olması ve yüzünün güler olması ve ihsânının bol olması ve konuşurken itiraz etmemesi ve özür dileyenleri affetmesi ve herkese merhametli olması ile anlaşılır. Fütüvvet demek, gücendiğin kimseye iyilik etmek, sevmediğine ihsânda bulunmak ve sıkıldığın kimseye güler yüzlü olmaktır.

Toplam Görüntülenme: 1186

Yayın tarihi: Çarşamba, 28 Aralık 2016

Bunları okudunuz mu?