Şâh Şücâ Kirmânî

Kızı, o fakir gencin evine girdiğinde, bir kuru ekmek parçası gördü. "Bu nedir?" diye sorunca, genç; "Senin nasibindir. Yarın sabah yemek için ayırmıştım" dedi. Şâh'ın kızı babasının evine doğru gitmeye başlayınca, genç; "Ah! Ben Şâh'ın kızının, benim yanımda durmayacağını bilmiştim" dedi. Kız bunu işitince; "Ben senin fakirliğin sebebiyle gitmiyorum, imânının zayıflığı için gidiyorum. Sen akşamdan, sabahın ekmeğini hazırlıyorsun. Ben ise babama şaşıyorum, bunca senedir yanındayım, bana seni haramlardan kaçan, dünyâyı hiç düşünmeyen birine vereceğim derdi. Bugün öyle birine verdi ki, Rabbine itimâd etmiyor, rahat içinde bulunmuyor. Bu evde ya ben kalırım, ya bu ekmek. Sen karar ver" dedi. Genç ekmeği bir fakire verdi. Şâh'ın kızı geri döndü ve onunla mesûd olarak yaşadı...
Şâh Şücâ Kirmâni buyurdu ki:
EVLİYAYA MUHABBET....
"Âbidlerin yaptığı nâfile ibâdetler arasında, evliyâya olan muhabbet gibisi yoktur."
"Güzel ahlâk, başkalarına eziyet etmemek ve güçlüklere katlanmaktır."
"Gözünü harama bakmaktan, nefsini isteklerinden koruyup, kalbini devamlı murâkabe, bedenini sünnete uygun amellerle mâmur edenin, firâsetinde hiç hatâ olmaz."
Şâh Şücâ 889 (H.276) da vefât etti. Vefatından kısa bir zaman önce buyurdu ki:
"Rabbini tanıyan O'ndan başka her şeyi unutur. O'nu tanımayan O'ndan başka her şeye tutulur."