ben Bu Cezayı Çoktan Hak Ettim
"Örencik'ten birini astılar!""Hayrola usta! Bu saatte bu telaşlı kalabalık neyin nesi? Ne varmış acaba?" diye sorunca, cevap verdi nalbant:
"Örencik'ten birini astılar!"
"Tüh be!" diye hayıflandı genç, "Hata etmişler. Adam suçsuz. İşin aslını ben biliyorum..."
Ahmet Ağa kendi kendine "Hayret!" diye mırıldanırken, genç de oradan ayrılır gider...
Aylar yıllar birbirini kovalamış ve uzun bir zaman geçmiştir aradan. Yine bir sabah vakti... Ulu Cami önünde yine bir kalabalık... Herkes merak içinde olay yerine bakmaktadır. Yine birisi asılmak üzeredir. Sehpaya çıkarılmış, boğazına ilmik geçirilmeden önce son arzusu sorulur mahkuma.
"Şu karşıdaki dükkanda bir nalbant olacak. Onu bir çağırıverin" der mahkum. Çevredekiler merakla olacakları beklerken nalbant darağacının yanına getirilir. Mahkum ona doğru seslenir:
"Beni tanıdın mı Ahmet Ağa!?"
"Hayır!" diye cevap verir nalbant, boş ve endişeli bakışlarla.
"Aradan çok zaman geçtiği için hatırlayamaman normal" diye karşılık verir idamlık adam.
"Hani bir sabah sana gelmiştim de atımı nallayıver, demiştim. Sen de bunlar daha sağlam, diye değiştirmek istememiştin. Ancak benim ısrarım üzerine, peki, deyip yeniden nallamıştın. Hatırladın mı? O zaman da burada böyle kalabalık vardı. Örencik'ten birini asmışlardı."
"O suçu ben işlemiştim!..
"Hatırlamaz olur muyum? Elbette hatırladım" der ve devam eder Küçük Ahmet Ağa, "O adamın haksız yere cezalandırıldığını söyleyip hayıflanmıştın."
Bunun üzerine adam, şu ibretli gerçeği söyledikten sonra cellatlara teslim olur:
"İşte, o Örenciklinin asılmasına sebep olan suçu ben işlemiştim. Lakin şimdi beni asmak istedikleri suçla hiçbir alakam yok. Olsun, ben zaten hak etmiştim. İnsanlar böyle zaman zaman yanlış karar verip zulmediyorlar, fakat adalet sonunda işte böyle tecelli ediyor!"