Bir Garip Allah Adamı Ebü'l-garîb İsfelhânî

Bir Garip Allah Adamı Ebü'l-garîb İsfelhânî
BÜTÜN ARZUSU TARSUS İDİ...
İlimde âlim, ahlâkta güzel, zâhid, cömert, âbid, şefkatli olan Ebü'l-Garib İsfehâni hazretleri, Allahû teâlânın dinini yaymak, O'nun kullarına, sevgili Peygamberimiz Muhammed aleyhisselâmın tebliğ ettiği güzel dinini duyurmak için ilim tahsil etti. Bu yolda ömrünü fedâ etti. Öğrenmiş olduğu ilmi öğretmek, üstâdlarından almış olduğu feyzi insanlara dağıtmak, din-i İslâmı onlara tebliğ etmek için, Müslümanların Anadolu'da serhat şehri olan Tarsus'a gitmek istedi. Bu arzusunun tahakkuku için de hep duâ ederdi. Çeşitli yerlere seyahatleri oldu. Şirâz'da bulundu. Şeyh Ebû Abdullah-ı Hafif onu çok severdi.
Arkadaşlarından biri anlatır:
Tarsus'ta Ebü'l-Garib hazretlerinin yanına gittim. Öyle bir hastalığı vardı ki, iki uyluğu şişmiş, dizinden ökçesine kadar olan kısmı yarılmış, kan ve irin akmaktaydı. Gören acımaktan kendisini alamazdı. Bu hâlinde de ibâdetlerini terk etmez, daha fazlasını yapacağım diye uğraşırdı. Dilinden "Lâ ilâhe illallah" ve "Estagfirullah" kelimelerini hiç eksik etmezdi...
Bu mübarek zat, bir gün Şirâz'da rahatsızlandı. Öyle ki, ölümünün yakın olduğunu hissetti. Dostları çevresine toplandılar. Onlara "Allah rızâsı için benim sizden bir ricam var, lütfen kabûl ediniz" dedi. Başındakiler "Buyur, söyle elbette kabûl ederiz" dediler. "Eğer burada vefât edersem, beni Müslüman mezarlığına defnetmeyin" dedi.

"BU NASIL SÖZ!.."
Dostları hayret edip, "Bu ne biçim söz?" diye çıkıştılar. "Bilirsiniz ki, ben Allahü teâlâya her yalvarışımda; yâ Rabbi! Eğer senin yanında bir kıymetim varsa, benim canımı Tarsus'ta al! diye duâ ediyorum. Ama ne yazık ki, şimdi burada ölüm döşeğindeyim. Anladım ki, O'nun yanında hiç kıymetim yokmuş" buyurdu...
Çok geçmeden sıhhat alâmetleri göründü, bir müddet sonra da ayağa kalktı. Tarsus'a gitti. Orada talebeler yetiştirip, insanları irşâd etti. Gönülleri ferahlattı. Doğunun ilimdeki feyz ve bereketinin tohumlarını oraya serpti. Bir müddet sonra da arzusu gerçekleşti. Vefât edip, Mevlâsına kavuştu. Oraya defnedildi..

El Helâl Kârda, Gönül Ise Hakîkî Yârdadır

Vehbi Tülek

Gelen Belalara Sabırlı Hatta Şükredici Olmalı

Vehbi Tülek

Kişiyle Alay Etmenin Sonu Pişmanlıktır

Vehbi Tülek

İnsanlarla Uğraşmakta Hayır Ve Fayda Yoktur

Vehbi Tülek

Ey Mahmûd! Uzat Elini Seni Yukarı Çekeyim

Vehbi Tülek