İbrâhim Bin Ali El-azeb
"TÖVBEYİ OYUNCAK SANMA!"Bu mübarek zat, sevdiklerine kalp temizliğinin önemini anlatırdı. Bu hususta; "Allahü teâlâ, kullarının kalbine nazar eder. O halde ey insanlar! Kalplerinizi çok temiz tutunuz! Onu cilâlandırınız! Güzel ve parlak ediniz! Orada yalnız ihlâs ve doğruluk bulunsun!" buyururdu. Talebesi olmak isteyen birine;
"Ey oğlum, tövbe etmek istersen, bu hususta lâubâli olma. Tövbeyi oyuncak sanma, yalnız dil ile 'Tövbe ettim yâ Rabbi!' demek yetmez, hem dil ile tövbe etmeli, hem de haramları ve yasak olan şeyleri yapmamalıdır. Tövbe nasıl olur bilir misin? Kulun, kalbini Allah'tan başka bir şey ile meşgûl etmemesi, tövbe etmesi ile olur. Bu hâsıl olursa, tövbe makbuldür" buyurdu.
"Gıybet; yalancıların meyvesi, fâsıkların ziyâfeti, kadınların sakızıdır."
Kendisine Allahü teâlânın sevdiği kimselerden sorulduğunda; "Cenâb-ı Hak şu kimseleri sever: İffetli ve kalbi temiz olanı, elini fenâlıktan menedeni, dilini gıybetten ve lüzumsuz sözden koruyanı, edep yerine sâhib olanı, iyilik, ikrâm ve ihsâna koşanı, dâimâ Allahü teâlâyı hatırlayanı, affetmeyi seveni" buyurdu. Hoca hakkı sorulduğunda;
"Talebe, hocasından müsâade almadan konuşmamalıdır. Eğer hocası orada hazır değilse, manevi olarak ondan izin istemelidir. Zirâ her bakımdan rehberi olan hocası, talebesinin bu gibi şeylere riâyet ettiğini gördüğünde onu çok sever, kısa zamanda hedefe ulaştırır" buyurdu.
"MUHABBETE VESÎLE OLURSAN"
Yine bir gün buyurdu ki: "Allahü teâlâya muhabbet edip, muhabbete vesile olursan, yerdekiler ve göktekiler de sana muhabbet eder. Allahü teâlâya itâat et ki, yerdekiler ve göktekiler de sana muhabbet etsin. Allahü teâlâya itâat et ki, insanlar ve cinler de sana itâat etsin. Cenab-ı Hakk'a muhabbet ve itâat edene, Allahü teâlâ ikrâmlarda, ihsânlarda bulunur. Denizler onun için donup, sular ona yol olur. Hava emrine âmâde olur."
İbrâhim bin Ali el-A'zeb hazretleri vefat etmeden bir müddet önce buyurdu ki:
"Cehennem'den en çok korkan kimse, Cehennem'e girmiş, orada Allahü teâlânın dilediği kadar kalmış, sonra oradan çıktığını kendinde hissetmiş ve o hâli yaşamış kimsedir."