bu Senedi Kabrime Koyun!
Kendi rızkına râzı ol!""Ey oğlum, kendi rızkına râzı ol! Kendi rızkına râzı olan, kimseye muhtâc olmaz. Gözü başkasının malında olan, fakir olarak ölür. Allahü teâlânın taksim ettiği rızka râzı olmayan, O'nu kazâ ve kaderinde, dilediğini yaratmakta töhmet altında tutmuştur! Kendi kusurlarını küçük gören, başkasınınkilerini büyütmüş olur. Her zaman kendi kusurlarını büyük gör. Başkasının gizli bir şeyini açığa vuranın, evindeki gizli şeyler herkesçe bilinir. Kardeşi için kuyu kazan, o kuyuya kendisi düşer. Ahmaklar arasında bulunan horlanır, âlimler arasında bulunan hürmet görür."
"Ey oğlum, arkadaşlık yaptığın, ziyâretine gittiğin kimse, iyi ahlâk sâhibi olsun, kötü ahlâkı olanlarla arkadaşlık etme, onlarla görüşme! Çünkü onlar, suyu olmayan çöl, dalları yeşermeyen ağaç, ot bitmeyen topraktırlar..."
Ca'fer-i Sâdık hazretlerine bir kimse gelerek on bin akçe verdi ve "Ben hacca gidiyorum. Bu parayla bana bir ev alınız. Hacdan dönüşte çoluk çocuğumla o evde oturayım" dedi. O kimse hacdan dönünce Ca'fer-i Sâdık hazretlerinin huzûruna gitti.
"Birinci komşun Resûlullah"
Mübarek, ona buyurdu ki: "Sana Cennette bir sarây satın aldım. Komşularının birincisi Resûlullah sallallahü aleyhi ve sellem, ikincisi hazret-i Ali, üçüncüsü ve dördüncüsü hazret-i Hasan ve hazret-i Hüseyin'dir. Bunun için sana senet yazdım."
O şahıs bunları duyunca "Ben buna râzı oldum" dedi. Evine gidince hastalandı. Ca'fer-i Sâdık hazretlerinin yazdığı kâğıdı göstererek, "Ölünce bu senedi kabrime koyun!" diye vasiyet etti. Vefât edince, dediği gibi yaptılar. Ertesi gün senedi kabrinin üzerinde buldular. Senedin arkasında "Ca'fer bin Muhammed vadetdiği şeyde vefâ eyledi, vadini yerine getirdi" diye yazılı idi.