çıplak Âşık Ebdal Murad
BİZANSLILAR DEHŞETE DÜŞTÜ!..Ebdal Murad bir gün, Yalova Ovası'nda dolaşıyordu ki, yolu tam da düşman üstüne düştü. Kâfirler, Türklere karşı yapılacak hücumun nasıl yapılacağını konuşuyorlardı... Onlar böyle konuşurken Ebdal Murad'ın farkında bile olmamışlardı. Birden gök gürler gibi bir sesle yerlerinden hopladılar:
-Bre kâfirler! Allaha ve Resulüne iman edin de kurtuluşa erin...
Bizans askerleri hayret ve dehşetle değirmen taşları gibi dönmeye başladılar. Şaşkınlıkları geçer geçmez etraflarına bakındılar. O da ne? Yarı çıplak, acaip kılıklı bir adam, elinde tahtadan bir kılıçla durmadan haykırmakta...
Önce onu deli zannettiler ve dediler ki:
-Bre akıldan el yumuş adam, bu ne haldir?
Ebdal Murad ciddiyetinden hiçbir şey eksiltmeden, aynı heybetle kükredi:
-Ey şeytanın yoldaşları, inat etmeyin, Müslüman olun!..
Kâfirler yine kahkahalarla güldüler...
Artık Ebdal Murad'ın sabrı kalmamıştı. Yeleli bir arslan misali Bizans askerlerinin üzerine yürüdü, tahta kılıcını göğüslerine havale etti; kâfirlerden biri atıldı:
-Müslüman olmazsak ne yaparsın?
VADİLERİ SARSAN NARA!..
Ebdal Murad'ın narası vadilerde gümbürdedi:
-Hepinizi öldürürüm!..
Yine bir kahkaha tufanı koptu... Akılsız kâfirin biri alay olsun diye;
-Ey hoş adam, dedi. Haydi gel bakalım. Tahta kılıcını boynuma çal!.. Ve boynunu Ebdal Murad'ın kılıcına uzattı. Ebdal Murad, tekbir getirerek, tahta kılıcını Bizanslının boynuna indirdi.
O an, göklere tırmanan bir ses yükseldi:
-Ben öldüm!..
Gerçekten dehşet veren bir manzaraydı. Kâfirin kellesi bir yana, vücudu bir yana düşüvermişti. Paniğe kapılan düşman askerleri tabana kuvvet kaçtılar...
Ebdal Murad hazretleri, Bursa'nın fethinden sonra vefât etti. Kabri, Bursa'nın Alacahırka semtinin yukarısındaki bir tepe üzerindedir...