devecibaşı Ahmed Sârbân

devecibaşı Ahmed Sârbân
HAYRABOLU'YA YERLEŞTİ...
Ahmed Sârbân hazretleri, hocasının vefâtından sonra Hayrabolu'ya geldi. Orada pek çok talebe yetiştirdi...
Bir gün talebeleri arasından birinin, hâllerini anlayamadığı evliyâullahtan bir zatın aleyhinde konuştuğunu duyunca;
"Evliyâya eğri bakma, Kevn ü mekân elindedir./Mülke hükmün süren oldur, iki cihân elindedir./Sen ânı şöyle sanursun; sencileyin bir âdemdir,/Evliyânın sırrı vardır, gizli âyân elindedir..." diyerek, velilerin cenâb-ı Hak katındaki değerine işâret etti. O talebe de tövbe etti...
Ahmed Sârbân hazretlerinin çok huysuz ve geçimsiz bir hanımı vardı. Efendisini görmeye gelenlere içeriden; "Siz bu adamdan ne meded umuyor ve ne hayır bekliyorsunuz?" diyerek bağırırdı...

"KIYMETİNİ BİLEMEDİM!.."
Bir gün bu mübarek zatın talebeleri "Nasıl oluyor da hocamız böyle bir hanımla yaşayabiliyor?" diye düşündüler.
Onların bu düşüncelerini anlayan mübarek, şu cevâbı verdi:
"Benim böyle bir kadına tahammül etmem, nefsâni değildir. Bu, talebelerimize verdiğimiz bir derstir. Maksat, çirkin huylu insanlarla da iyi geçinmektir. Sizin elinizdeyse nefsinizi içinizden atın bana öyle gelin. İşte bu kadar!.."
Ahmed Sârbân hazretleri 1545 (H.952) yılında vefât etti. Doğum yeri olan Hayrabolu'da adına yaptırılan türbenin haziresine defnedildi. O huysuz hanım, beyinin kıymetini vefâtından sonra anladı ve gece-gündüz; "Ah ah! Yazık çok yazık ki, ben senin kadrini, kıymetini bilemedim" diyerek ağlardı...

İlk Iş, Tâlibe Tövbeyi Öğretmek Olmalıdır

Vehbi Tülek

İnsanların En Fazîletlisi Allah Yolunda Cihâd Edendir

Vehbi Tülek

Zekâtı Verilmiş Mal, Istif Edilmiş Mal Değildir!

Vehbi Tülek

Issız Bir Yerde Yolunu Kaybeden Talebe!

Vehbi Tülek

İslâmiyet Işık, Akıl Ise Göz Misâlidir

Vehbi Tülek