Şehîd Hacere Hanım
Hacere Hanım, vefatından bir gün evvel hanımlara İmâm-ı Rabbâni hazretlerinin şu mektubunu okumuştu:"Allahü teâlâya hamd ederiz. Onun Peygamberine sallallahü aleyhi ve sellem duâ ve selâm ederiz. Oğlum! Sülûk konaklarını ve cezbe makâmlarını geçtikten sonra, anlaşıldı ki, seyr ve sülûkdan maksad, yani tesavvuf yolculuğundan maksad, ihlâs makâmına varmaktır. İhlâs makâmına kavuşabilmek için, enfüsi ve âfâki mabûdlara tapınmakdan kurtulmak lâzımdır. İhlâs, İslâmiyyetin üç kısmından birisidir. Çünkü, İslâmiyyet üç kısımdır: İlim, amel ve ihlâs...
TARÎKAT VE HAKÎKAT...
Görülüyor ki, tarikat ve hakikat, İslâmiyyetin bir kısmı olan, ihlâsı elde etmeye yarar, yani İslâmiyyetin yardımcısıdır. Sözün doğrusu da budur. Ne yazık ki herkes bunu anlayamıyor. Rüyâlar ile, hayâller ile aldanarak kanâat ediyorlar. Çocuk gibi, ceviz meviz ile vakit geçiriyorlar. Böyle kimselerin, İslâmiyyetin üstünlüğünden, inceliğinden ne haberi olur? Tarikatin ve hakikatin ne olduğunu nasıl bilirler? İslâmiyyeti cevizin kabuğu gibi bir örtü sanıp, cevizin özü, tarikattir, hakikattir derler. İşin içyüzünü görememişler, aşktan, zevkten işittikleri, ezberledikleri sözlerle avunurlar. Ahvâl ve makâmlara kavuşmak için can atarlar. Bunları bir şey sanırlar. Allahü teâlâ bunlara, doğru yolu görmek nasib etsin. Bize ve size ve bütün sâlih kullarına selâmet versin! Âmin..."