ey Kişi! Ben Rahip Değilim
ONU ÇOK SEVERLERDİAbdülvâhid bin Zeyd, dünyâya değer vermemesi, devamlı ibâdet ve ilimle meşgul olması, herkese iyilik etmesi ile dikkati çekerdi. İnsanlar onu sever ve hürmet ederdi. Yaşayışı ve hikmetli sözleriyle pek çok kimsenin doğru yola girmesini sağlamış, herkese örnek olmuştur.
Abdülvâhid bin Zeyd hazretleri yaşadığı ibret verici hadiselerden bâzılarını, insanlara nasihat ve ders olması bakımından nakletmiştir. Şöyle bir hadise anlatır:
Bir rahibin odasının yanına yaklaşıp, "Ey râhip!" diye seslendim. Fakat cevap vermedi. Üçüncü defa çağırışımda başını uzatıp şunları söyledi:
"KENDİMİ BURAYA HAPSETTİM"
"Ey kişi! Ben rahip değilim. Rahip, Allahü teâlâdan korkan, O'na saygı gösteren, belâsına sabredip, kazâsına râzı olan, nimetlerine şükredip onun için tevâzu gösteren, izzet karşısında zilleti kabûl eden, kudretine teslim olup, heybet ve azameti karşısında eğilen, hesap ve azâbını düşünen, gündüzünü oruç, gecesini ibâdetle geçiren, Cehennem'i hatırladıkça uykusu kaçan kimseye denir. Ben ise saldırgan bir köpeğim! İnsanlara zararım dokunmasın diye kendimi buraya hapsettim!.."
Bu sözler üzerine şöyle sordum:
"Allahü teâlâyı bildikten sonra insanları Allahü teâlâdan uzaklaştıran şey nedir?"
"Kardeşim! İnsanları Allahü teâlâdan ancak dünyâ malı ve sevgisi uzaklaştırır. Çünkü dünyâ isyan ve günah yeridir. Aklı başında olan dünyâyı kalbinden çıkarıp, günahlarına tövbe ederek kendisini Allahü teâlâya yaklaştıracak şeye yönlendirir" diyerek Kelime-i şehadeti söyleyerek son nefesini verdi...