Şeyh Saltuk Türkî
CEPHEYE GİTMEDEN HARB ETTİ!..Saltuk Türki'nin kerâmetleri pek meşhûr oldu. Bunlardan bâzıları Tuhfet-ül-Ervâh adlı eserde anlatılmaktadır...
Aralarında Seyyid Behram Şâh Haydâri'nin de bulunduğu itimâd edilir bir topluluk şöyle anlattılar:
"SaltukTürki'nin bulunduğu şehirden mevcudu binden az bir grup, düşmanla muhârebe etmek üzere yola çıkmışlardı. Aradan birkaç gün geçtikten sonra Saltuk Türki, bulunduğu yerde ayağa kalkıp, muhârebe eder gibi hareketlerde bulundu. Vücûdundan kanlar aktı. Yanında bulunanlar kanları sildiler. Üç saat böyle devâm etti. Sonra oturup, sükûn buldu. Yanındakiler, bunun sebebini sordular:
-Birkaç gün önce buradan ayrılanların karşısına, büyük bir düşman kuvveti çıktı. Sayıları üç bine yaklaşıyordu. Müslümanların zayıf olduğunu anlayınca, Allahü teâlânın izni ile onlara katıldım. Düşmana karşı ben de harb ettim. Müslümanlardan üç kişi şehid oldu. Onlardan ilk grup, yedi gün sonra buraya gelecekler, dedi.
Bunun üzerine yanında bulunanlar, o günün târihini attılar. Yedi gün sonra, ilk grup gelmeye başladı. Gelenler, evlerine gitmeden önce Saltuk Türki'nin zâviyesine geldiler ve önünde boyunlarını büktüler;
-Uzun zamandan beri senin büyüklüğünü, senin kıymetini bilemedik. Ey Allah'ın velisi! Biz bin kişiden azdık. Üç bin civârında kâfir karşımıza çıktı. Tam, mağlûb olup helâk olacağımız sırada sen yetiştin. Bizim ile berâber harb ettin. Biz seni görüyorduk. Onları, Allahü teâlânın izni ile üzerimizden def ettin. Sağ-sâlim onlardan kurtulduk, dediler...
"SEN BİZİMLE ALAY ETTİN!.."
SaltukTürki, seccâdesi üzerinde otururken yanına bir şahıs geldi. O şahsa; "Hatırlıyor musun? Sen bana ekmek diyerek necis bir şey yedirmek istemiştin?" deyince, o şahıs; "Evet öyle oldu" dedi. Şeyh Saltuk Türki; "Sen, Allahü teâlânın velisi ile istihzâ ve alay eden birisin" dedi. Saltuk Türki sözünü tamamlar tamamlamaz, o şahsın karnı çok fenâ bir şekilde şişti ve oracıkta öldü...