hayrın Anahtarı Sâbit El-benânî
"ÖYLE İNSANLARA YETİŞTİM Kİ!.."Sâbit bin Eslem buyurdu ki:
"Öyle insanlara yetiştim ki, çok namaz kılmaktan başlarını yastığa koyacak vakit bulamazlardı."
"Yirmi yıl çok sıkı bir şekilde namaza kalktım. Bütün bu yirmi yıl boyunca, onun nimetini topladım."
"Allahü teâlânın anıldığı yere dağlar kadar günah ile girseler, çıktıkları zaman üzerlerinde zerre kadar bir günah kalmaz (kul hakkı dışında)."
Sâbit el-Benâni hazretleri gecelerini ibâdetle geçirir ve çoluk çocuğuna; "Kalkın, Allahü teâlâya ibâdet edin. Şunu hiç unutmayın ki, gece kalkıp ibâdet yapmak, kıyâmetin şiddet ve dehşetinden daha hafiftir." derdi.
Hastalığında, Sâbit bin Eslem hazretlerinin ziyâretine gittiler. Yanındakilere bir şeyler anlatıyordu. Ziyâretçiler, huzûruna girip oturunca; "Sevgili kardeşlerim! Önceki gibi, namazlarımı kılamıyor, oruçlarımı tutamıyor, Allahü teâlâyı zikredemiyor, sizlerin yanına inemiyorum" dedi ve şöyle duâ etti: "Allah'ım! Bu üç şeyi istediğim gibi yapamadığım zaman, beni bu dünyâda bir saat bile bırakma!"
"BENİ KENDİ HÂLİME BIRAK!"
Sabit el-Benani'nin oğlu anlatır:
Vefatı yaklaştığında babamın yanına vardım. Kendisine Kelime-i tevhidi telkin etmek istedim.
-Babacığım lâ ilahe illallah de! diye hatırlatmada bulundum. Bana dönerek:
-Oğlum! Beni kendi halime bırak. Ben şu anda günlük altıncı virdimi yapmakla meşgulüm, dedi.
Câmiu Kerâmât-il-Evliyâ kitabının sâhibi "Sâbit el-Benâni hazretleri için şöyle der:
"Vefât ettiği zaman kabrini kerpiçle ördüler. Kerpiçlerden birisi kaydı. Kabrin içinde onu namaz kılarken gördüler. Kabrinin civarından geçenler, içeriden Kur'ân-ı kerim sesi duyardı."