Fakat İngilizler, kendilerine Osmanlı topraklarında ticaret imtiyazı, vergi indirimi gibi hakların verilmesien karşılık Osmanlı Devletine ihanet ettiler. Anadolu ve Rumeli'deki gayri müslim tebeayı develte karşı kışkırtmaya başladılar. Buna dair bir belge, Sultan I. Ahmed'in İngiltere Kraliçesi I. Elizabeth'e yazdığı mektuptur. Padişah, mektubunda Kraliçeye; gönderileceği bildirilen elçinin beklenenden ziyade itibar göreceği ve padişahın ihsanına mazhar olacağı belirtildikten sonra, bazı İngiliz tüccar ların Osmanlı memleketinde çeşitli fesadlar çıkardığı, dostluğa sığmayan bu gibi hareketlerde bulunanların gerektiği şekilde cezalandırılmasının gerektiği, bundan sonra gelecek olanların da benzeri tertiplere girişmemeleri için ikaz edilmeleri tavsiye edilmekteydi.İngilizlerin, ticari imtiyazlar elde etmeleri üzerinden daha 25 sene bile geçmeden Osmanlı Devleti tebeasını ifsad etmeye kalkışmaları ve buraya elecek olan tüccarların bizzat Kraliçe tarafından tesbit edilmiş olmaları göz önüne alınırsa, bu faaliyetlerin organize bir şekilde yürütüldüğü anlaşılır. Bunun yanında bu tüccarlar ile İngiliz elçilik mensupları, Osmanlı tekstil sektörü hakkında bir çeşit endüstri casusluğu da yapıyorlardı. Bilhassa bütün dünyada kalitesiyle bir numara olan Osmanlı kumaşlarının boyalarının hammaddeleri ve nasıl hazırlandığı, kumaş ların imalat safhaları gibi bilgiler gizlice İngiltere'ye gönderiliyordu. Bu yüzden 18. asırdan itibaren, Osmanlı teknolojisi ile imal edilen İngiliz kumaşları, Avrupa'da en kaliteli kumaş olarak satılmaya başlandı.