o Emanete Seni Lâyık Gördüm
"SİZ BİLİRSİNİZ EFENDİM"Abdullah-ı Mekki, Erzincan'ı şereflendirince insanlar akın akın ziyâretine geldiler. Gelenler arasında, Terzi Baba diye bilinen Muhammed Vehbi de vardı. Abdullah Mekki, Muhammed Vehbi içeri girince ayağa kalktı. Onu dâvet edip yanına oturttu. Muhammed Vehbi'ye karşı hiç kimseye göstermediği iltifâtlarda bulundu. Sonra; "Oğlum! Pir-i âzâm Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdi bizi buralara gönderdi. Bize ehline verebileceğimiz bir emânet verdi. O emanete seni lâyık gördüm. Kabûl edersen onu sana teslim edeyim" diye teklifte bulundu. Muhammed Vehbi, Abdullah Mekki'ye gönül huzûru ve teslimiyet ifâde eden bir tavırla; "Siz bilirsiniz efendim" cevâbını verdi. Abdullah-ı Mekki; "Vereceğim emânet, sana çok faydalar sağlayacak" buyurunca, Muhammed Vehbi; "Şeyh efendi! Vallâhi dünyâ için Allah demem" cevâbını verdi. Bunun üzerine Abdullah Mekki; "Oğlum haydi git! Sen bulacağını buldun. Teslim edeceğim emânet de zâten bu idi" buyurdu. Onu, yerine bıraktıktan sonra Erzincan'dan ayrılarak Erzurum'a, oradan da Kudüs'e gitti. Sonra da Mekke-i mükerremeye ulaştı. Orada yerleşip Nakşibendiyye yolunun Hâlidiyye kolunun yayılması ve insanların bu mânevi yoldan faydalanmaları için gayret sarf etti...
"ÖLÜMÜ HİÇ UNUTMAYINIZ!"
Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdi hazretleri bir hac ibâdeti sırasında Abdullah-ı Mekki'ye iltifât edip; "Bu defâ hacca seni ziyâret için geldim" buyurdu. Uzun seneler Mekke-i mükerremede kalıp insanların dünyâ ve âhiret saâdetine kavuşması için çırpınan Abdullah-ı Mekki, yerine talebesi Şeyh Süleymân bin Hasan Kırimi'yi bıraktıktan sonra Mekke-i mükerremede vefât etti. Vefat etmeden evvel talebelerine, üstadı Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdi hazretlerinin vasiyetinden şu kısmı okudu:
"En mühim vasiyetim şudur ki: Ölümü, âhiret hallerini ve nimetlerin hakiki sâhibini unutmayınız. Elden geldiği kadar peygamberlerin efendisinin (sallallahü aleyhi ve sellem) sünnetine uymada ileri gitmeye çalışınız..."