o Oynadığın Eller Kefenin Olsun!..

o Oynadığın Eller Kefenin Olsun!..
"BEN­DEN BİR İS­TE­ĞİN VAR MI?"
Ebü'l-Fadl Mea­li an­la­tır: "Ye­di se­ne Ebü'l-Be­re­kât haz­ret­le­ri­ne hiz­met et­tim. Bir gün ye­mek ye­dik­ten son­ra eli­ni yı­kı­yor, ben de su dö­kü­yor­dum. Ba­na, "İs­te­di­ğin bir şey var mı?" di­ye su­âl bu­yu­run­ca, "Evet, duâ­nız be­re­ke­tiy­le Kur'ân-ı ke­ri­mi ez­ber­le­mek is­te­rim" de­dim. O da, "Al­la­hü teâ­lâ sa­na ko­lay­lık ver­sin, her uza­ğı ya­kın et­sin. Kur'ân-ı ke­ri­mi ez­ber­le­mek­te yar­dım­cın ol­sun" di­ye du­â et­ti.. On­dan son­ra Kur'ân-ı ke­ri­mi kı­sa za­man­da hıf­zet­tim. Al­la­hü teâ­lâ onun duâ­sı be­re­ke­tiy­le, ba­na uzak olan yeri ya­kın, güç olan şey­le­ri de ko­lay ey­le­di..."
Arif­ler­den Câ­rul­lah Mag­ri­bi an­la­tır: "Bir gün Ebü'l-Be­re­kât haz­ret­le­ri­nin soh­be­tiy­le şe­ref­len­mek­tey­dim. Yuf­ka için­de, kı­zar­mış ko­yun eti ye­mek ha­tı­rım­dan geç­ti. Çok geç­me­di ki, bir ars­lan ağ­zın­da dü­rül­müş yuf­ka ek­mek­le ka­pı­dan gir­di ve be­nim önü­me bı­ra­kıp git­ti. O sı­ra­da yu­ka­rı­dan bir adam in­di. Onun in­me­si ve ek­me­ği gör­me­siy­le, be­nim bi­raz ön­ce­ki et ye­me ar­zum ta­ma­men kay­bol­du. Ona ik­ram et­tik. Hep­si­ni ye­di. Ebü'l-Be­re­kât haz­ret­le­riy­le bir müd­det soh­bet et­tik­ten son­ra, gel­di­ği gi­bi git­ti. Ebü'l-Be­re­kât haz­ret­le­ri ba­na, "İs­tek de­di­ğin bu ada­mın ar­zu­su gi­bi olur. Onun is­te­ği öy­le şid­det­li­dir ki, baş­ka­la­rı­nın is­te­ği­ni izâ­le eder ve ar­zu et­ti­ği an­da onu yap­ma­sı ge­re­kir. Şu an­da o, tâ Çin'e git­ti" bu­yur­du.

İNAT­ÇI­NIN HA­ZİN SO­NU!..
Oğ­lu Ebü'l-Me­fâ­hir an­la­tır: "Ba­bam bir gün na­maz kı­lan bi­ri­nin el­le­ri ile oy­na­dı­ğı­nı gör­dü. Ona lü­zum­suz ha­re­ke­tin na­ma­zı bo­za­ca­ğı­nı an­lat­tı. Adam inat edip, ay­nı ha­re­ke­ti yap­ma­ya de­vam et­ti. Bu­nun üze­ri­ne ba­bam hid­det­le­nip "O oy­na­dı­ğın el­ler ke­fe­nin ol­sun" de­yi­ver­di. O an­da, ada­mın el­le­ri ha­re­ket ede­mez ol­du. Adam çe­kip git­ti. Bir­kaç gün son­ra ağ­la­ya­rak ba­ba­mın hu­zu­ru­na gel­di. İyi ol­ma­sı için du­â is­te­di. Ba­bam "Ar­tık, onun çâ­re­si yok, ben sa­na Al­la­hü te­âlâ­nın rı­zâ­sı için öf­ke­len­dim, öf­ke­nin oku da o el­le­re sap­lan­dı. Gayr-i ih­ti­ya­ri o söz­le­ri söy­le­dim. Ar­tık se­nin kur­tu­lu­şun zor" bu­yur­du. Adam çok geç­me­den ve­fât et­ti."

Anne Ve Babasına Iyilik Edenin Ömrü Uzun Olur

Vehbi Tülek

Başka Mezhebi Taklit Eden, Kendi Mezhebinden Çıkmaz!

Vehbi Tülek

İnsanın Sermâyesi, Dîni Ve âhiretidir

Vehbi Tülek

“allaha En Sevimli Amel, Müslümanı Sevindirmektir

Vehbi Tülek

Rüşd Ve Hidâyet, Onun Vasıtasıyla Gelmektedir

Vehbi Tülek