sana Hakîkî Dost Lâzım Ise...
SUYU ÇEKİLEN KUYU!..Şöyle bir hâdise anlatılır:
"Babası ona bir kuyu bağışladı. Fakat daha sonra vazgeçerek o kuyuyu geri aldı. Bir kısım insanlar, o kuyudan su çekmek için yanına gittiklerinde, suyunun çekilmiş, kupkuru ve içinin kaya parçaları ile dolu olduğunu gördüler. Gelip durumu babasına anlattılar. Babası, kuyunun bu hâle gelmesine kendisinin sebeb olduğunu anladı ve o kuyuyu tekrar oğluna bağışladı. Sâhib-üd-Devile kuyunun başına geldiğinde, kuyunun eski hâli üzere su dolu olduğunu gördüler..."
Sâhib-üd-Devile hazretleri, vefatından önce oğluna yaptığı vasiyetinde şunları söyledi:
"Ey oğul! Sana sadâkat, bağlılık iddiasında bulunanların, yaptıkları iyilikleri başına kaktıklarını görürsün. Çünkü sadâkat ve bağlılık adına yaptıkları az bir iyilik karşılığında ağır, pek fazla bir hizmet ve karşılık beklerler, çok şey ümid ederler. Bu ümitlerine bir defa olsun müsâde etmezsen derhal, gösterdikleri sevgi, sadâkat ve bağlılıklarını bırakırlar. Çok defa onların isteklerinden yakanı kurtaramaz, arzularının hâsıl olması yolunda boşuna dinini ve şerefini fedâ etmiş, yüz suyu dökmüş olursun.
"ONU KENDİNE TERCİH ET!.."
Ey oğul! Eğer sana hakiki dost arkadaş lâzım ise, Allah için sevenlerle beraber ol. Böyle kimselerden dostluk ve kardeşlik bağı kurduğun kimseye, muhtâc olduğunda ihtiyacından fazla malın varsa ver. Yahud onu kendinle beraber tut veya kendine tercih et. Beraber olduğunuzda ve arkasından ayıplarını ört ve gizle. Kusuru olduğunda sabır ve tahammül et. Hayatta iken ve vefat ettiğinde onu hayırla an...
Nefs, hevâ, nefsin arzu ve istekleri, şeytan ve dünya, insanın dört düşmanı olup, herbirine karşı kullanılacak harb âletleri vardır. Nefsin silahı tokluk, hapishanesi açlıktır. Hevânın silahı, çok konuşmak; sukût, konuşmamak ise, onun zindanıdır. Dünyânın silahı insanlarla fazla berâber olmak, onlar arasında fazla bulunmak, çâresi yalnızlık ve onlardan uzak kalmaktır. Şeytanın silâhı gaflet yâni Allahü teâlâyı unutmak; ona karşı tedbir, Allahü teâlâyı anmak ve hatırlamak, O'nun büyüklüğünü düşünmektir. Zikir, Allahü teâlâya kavuşmakta en kısa yoldur..."