ser Veririz Ama Sır Vermeyiz!..
"Soyun şu rezilleri!"5 esir genç, tek kelime etmezler. Korkusuz, hatta umursamaz görünürler. Kumandana alay eder gibi bakmaktadırlar. Ve beklenen emir verilir.
"Soyun şu rezilleri!"
5'ini de soyarlar; elleri bağlıdır, işkence başlar. Demir zincirli kamçılarla bütün gün eziyet ederler 5 yiğit artık kızıl kanlar içindedir. İşin garibi, 5'inden de en ufak bir ahlama, ohlama duyulmaz. Kumandan haykırır:
"Getirin çuvalları!"
Çuvallar getirilir. Esirlerden ilkini iri çuvallardan birine koyarlar; ağzını bağlayıp, Viyana Kalesi'nden dibi görünmez Tuna kayalıklarına atarlar.
"Bre gafil düşman!.."
4 delikanlı, bitkin fakat sessiz; harap fakat dimdik; perişan fakat metin haldedir. Kumandan yırtınır gibi yeniden bağırır. Aynı vakur sükûnet devam eder. Gözlerinde ne korku, ne de merhamet dilenişi görülür. 2, 3 ve 4. askerler de çuvallar içinde aynı uçuruma atılırlar. Sıra kendisine gelince 5. yiğit seslenir:
"Bağlarımı çözün, konuşacağım. Birazcık da su verin!
Suyu getirirler. Mehmetçik birkaç yudum içer ve "Türk askeri ser (baş) verir, sır vermez" sözünü ispatlarcasına etrafındakilere haykırır:
"Bre gafil düşman!.. Boşuna uğraşıyorsunuz. Şayet ölümden korksaydık buralarda işimiz neydi?" der demez, düşman askerleri onu da az önce 4 arkadaşının parçalandığı kayalıklara doğru fırlatırlar...