sonunda Kör Olarak Ölürsün!
SULTANIN YAHUDİ MEMURUBir defâsında Aden şehrine gitmişti. Oranın Sultanı, memurlarından bir Yahûdi'ye geniş salâhiyet vermişti. Öyle ki Müslümanlar âdetâ bu Yahûdi'nin esiri durumuna düşmüştü. Onlara zulmediyordu. Süfyân bin Abdullah hazretleri, bir fakir kıyâfetinde şehre girdi... O Yahûdi bir kürsü üzerine oturmuş, Müslüman halkı etrafına toplamıştı. Yahûdi'ye yaklaşıp Kelime-i şehâdeti söyleyip imân etmesini istedi. Bu sözlerini duyan Yahûdi, gurur ve kibir içinde bağırıp çağırmaya başladı. Askerleri toplayıp Süfyân bin Abdullah hazretlerinin üzerine gönderdi. Ancak ona hiçbir şey yapamadılar... Tekrar şehâdet getirmesini söyledi. Fakat yine Müslüman olmadı. Üçüncü defâsında da Kelime-i şehâdeti söylemesini istedi. Direnince, sol eline bir çakı bıçağı alıp Yahûdi'nin boynunu kesti. Bu haber sultana ulaşınca inanamadı. İşin doğru olduğunu anlayınca, "Kâtili yakalayıp bana getirin!" diye emir verdi. Askerler yakalamak için yanına gittiler. Fakat bir türlü yaklaşamadılar. Mânen korunuyordu. Müslümanları büyük bir sıkıntıdan kurtarmıştı. Yakalamaya güç yetiremeyince şehri terk etmesini istediler. Ancak o bâzı dostları ile istişâre ederek hapsedilmeye râzı oldu. Hapiste ellerini ve ayaklarını bağlamışlardı. Cumâ günü gelince namaza gitmek istedi. Bağladıkları kelepçeler kerâmetiyle çözüldü. Hapishâneden çıkıp câmiye gitti. Câmide sultanın yanına kadar gidip oturdu. Namazdan sonra câmiden çıkıp hapishâneye döndü. Bir müddet daha hapishânede kaldı. Sultan onun büyük bir veli olduğunu iyice anlayıp serbest bıraktı...
"TÖVBE EDER MİSİN?"
Bir talebesi yabancı bir kadına yaklaşmak istediğinde ona gözüküp bir tokat vurdu. Talebenin gözleri görmez oldu. Gelip ağlayarak yalvardı. "Tövbe eder misin?" deyince, "evet ederim" dedi. Bunun üzerine gözlerin açılır ama sonunda kör olarak ölürsün dedi. Bu talebesi ölümünden birkaç gün önce yine kör oldu ve o hâl üzere vefât etti...