işte Rüyâda Gördüğüm Zat!
TAŞKEND'E DOĞRU YOLA ÇIKTI...Ubeydullah-ı Ahrâr hazretleri ile Firket denilen yerde idik. Bir gün kâğıt ve kalem istedi. Kâğıt üzerine birkaç isim yazdı. Bu sırada "Sultan Ebû Said Mirzâ" diye bir isim yazıp, cebine koydu. Ebû Said Mirzâ'ya rüyasında Ubeydullah-ı Ahrâr hazretlerinin büyüklüğünü gösterdiler. Uyanır uyanmaz, Ubeydullah-ı Ahrâr'ın kim olduğunu sorup araştırdığında; "Evet, Taşkend'de buyurduğunuz gibi bir zat vardır" dediler. Hemen atına binip, maiyeti ile Taşkend'e doğru yola çıktı. Bu sırada Ubeydullah-ı Ahrâr Firket'e doğru yola çıkmıştı. Sultan onun Firket'e gittiğini duyunca, atını oraya doğru sürdü. Ubeydullah-ı Ahrâr hazretleri, Sultan'ı, Firket yakınlarında karşıladı. Sultan Ebû Said Mirzâ, Ubeydullah-ı Ahrâr hazretlerini uzaktan görünce; "İşte rüyâda gördüğüm zat!" diyerek, atından inip ayaklarına kapandı. Ubeydullah-ı Ahrâr hazretleri de Sultân'a alâka gösterip, sohbet etti. Sultan, bu sohbetin câzibesi ile, Ubeydullah-ı Ahrâr'dan kendisi için Fâtiha okumasını istedi. "Fâtiha bir kere okunur" buyurarak, Sultân'ın gördüğü rüyâya işâret etti...
SEMERKAND'I FETHETTİLER...
Bu görüşmesinden sonra, Sultan Ebû Said Mirzâ'nın etrâfında çok asker toplandı. Bunun üzerine Semerkand'ı almak istedi. Durumunu Ubeydullah-ı Ahrâr hazretlerine arz etmek üzere huzûruna tekrar geldi. Maksadını anlatıp, himmet istedi. "Ne niyet ile fethetmeyi istiyorsun? Eğer İslâmiyeti kuvvetlendirmek ve tebeaya şefkat göstermek niyeti ile giderseniz, zafer sizindir" buyurdu. Sultan bu şartı kabûl edip, İslâmiyete hizmet edeceğine ve tebeaya merhamet ve şefkat edeceğine söz verdi. Bunun üzerine; "İslâmiyete hizmet etmek şartıyla gidin, başarı sizindir" buyurdu.
Bu duayı aldıktan sonra Sultan Ebû Said Mirzâ'nın askerleri hep birden düşman üzerine hücûma geçtiler. İlk hamlede düşman saflarını yarıp, dağıttılar. Semerkand Sultanı Mirzâ Abdullah da atından düşüp, çamura battı. Atların ayakları altında ezildi...