yetmiş Heraklius Olsa Aldırmam!..
"ŞU ARAB'IN İCABINA BAKIN!"Heraklius ile aralarında şu konuşma geçti:
-Arabların fırka kumandanı Dırar sen misin?
-Evet! Peygamber yolunda sizinle harb eden Dırar benim!
-Bilmiş ol ki, şu anda vücudunu paramparça yapmak benim için zor değil!
-Huzur-u Muhammedide bulunmuş bir Müslüman yetmiş tane Heraklius olsa hiçe sayar, tehdidine aldırmaz. İslam için terk-i hayat etmek bize her şeyden lezzetlidir...
Heraklius öfkeyle;
-Şu Arab'ın icabına bakı, diye emretti. Bir anda onlarca kılıç birden Dırar hazretlerinin vücuduna inmeye başladı. Bu dehşetli hal karşısında daha önce İslam'ı kabul eden ancak gizli tutan General Mika ne yapacağını şaşırdı. Din kardeşinin helak olmasına engel olamıyordu. Bir tedbir olarak Heraklius'a:
-Bunu burada telef etmek ne fayda verecek. Onu tedavi edelim ve herkese ibret olsun diye halkın gözü önünde asalım, dedi. Bu teklif Heraklius'un hoşuna gitti ve;
-Öyleyse buradan kaldır. Evine götür. İyileşince asalım, dedi.
Buna pek sevinen General Mika, Dırar hazretlerini evine götürdü...
Hazreti Dırar birkaç hafta sonra sağlığına kavuştu. Kızkardeşi Havle binti Ezver'e bir mektup yazdı ve Mika vasıtasıyla gönderdi...
ZIRHINI YENİDEN GİYDİ!..
Bu sırada Antakya Müslümanlar tarafından muhasara altına alındı. General Mika bir fırsatını buldu ve Dırar İbni Ezver ile arkadaşlarını İslam ordusu tarafına kaçırdı. Bu kahraman yeniden zırhını giydi ve Rumlara karşı;
-Ey ehl-i Salib!.. Evvelce esir tuttuğunuz Dırar benim. Hamran'ı Batros'u öldüren benim, diye meydana atıldı. Karşısına çıkan Istafanı şaşırtıp bir kılıç darbesiyle yere serdi. Oradan Halid İbni Velid'in (radıyallahü teâlâ anh) üzerine yürüyen Vardan'a hucum etti. Onu da yere serdi. Vardan öldürülünce Rumlar Şam'a doğru kaçışmaya başladı.
Bu savaşta Dırar İbni Ezver ve birlikte üç bin Müslüman şehid oldu. Kabri Ürdün'de Dırar köyünde bir mescidin içinde bulunmaktadır. Allahü teala şefaatine nail eylesin...