İzzeddîn Türkmânî
Timûr Han'ın çadırında...Zamânında Timûr Han oraları ele geçirmişti. Bir gün İzzeddin Türkmâni hazretlerini çadırına dâvet etti ve otururken hizmetçisine şöyle tembih etti:
-Şimdi siz gasp edilmiş bir kuzu veya tavuk yakalayıp pişirin ve bu zâtın önüne getirin. İkrâm edelim. Tabii ki parasını sonra ödeyeceğiz. Bakalım bu zat onu yiyecek mi?
Hizmetçi hemen ilk gördüğü kuzuyu tutup getirdi ve İzzeddin Türkmâni hazretlerinin önüne koydu. O mübarek de kızarmış kuzudan besmele okuyup yemeye başladı. Timûr Han;
-Efendi hazretleri. Helâl ise yiyorum demeyi unuttunuz, dedi. O zaman Türkmâni hazretleri;
-Bu bize helâldir, buyurdu.
Timûr Han yanındakilere tam "Gördünüz mü, gasbedilmiş kuzu etini yedi" diyecekken o mübarek hemen "Birazdan her şey anlaşılır" buyurdu.
Tam o anda bir kadın feryâd ederek yanlarına geldi ve şöyle dedi:
-Sultânım bahçemde birkaç kuzu beslerdim. Onlardan birini İzzeddin hazretlerine vermeyi adamıştım. Adamlarınız onu elimden zorla aldılar!
"Adağın sâhibini buldu"
Timûr Han bu sözleri duyunca, hayretler içinde kaldı. O zaman Türkmâni hazretleri başını kaldırıp;
-Ey hâtun! Allahü teâlâ sana çok mükâfât versin. Adağın sâhibini buldu. İşte yediğimiz kuzu odur, buyurdu.
Kadıncağız sevinçle geri döndü. O zaman Timûr Han, İzzeddin Türkmâni hazretlerinin büyüklüğünü anlayıp hürmet ve ikrâmlarda bulundu...
İzzeddin Türkmâni hazretleri vefâtı yaklaşınca vasiyet edip;
-Ben filan gün vefât ederim. Musallaya koyun. Bir zât gelip namazımı kıldırır, buyurdu.
Dediği gibi oldu. Tanımadık biri gelip cenâze namazını kıldırdı ve defnettiler...