İşte böyle bir kış gecesinde, yün abalarına bürünmüş dervişler, dershânede halka olup şeyh efendiyi dinlemeye başlamışlar. Efendi hazretleri coştukça anlatmış; anlattıkça coşturmuş ve dervişler kendilerinden geçecek dereceye gelmişler. Bu sırada ocağa sırtı dönük dervişlerden birinin abasına ateş sıçrayıp dumanı tütmeye başlamışsa da, dervişin, sıcaklığı hissettiği yok!.. İçindeki ateş, dışındakinin sıcağını bastırmış durumda. "Pir aşkına, Yâr aşkına (Allah Aşkına)!" yanmaya devam ediyor. Nihâyet şeyh efendi dumanı fark edip bu müridini ikaz ile yanmaktan kurtarıyor ve arkadaşları arasında mahcup olmasın diye de onu diğerlerine, "gerçek Hak âşıkı" olarak tanıtıyor. Şimdi argo lisanda kullanılan, "abayı yakmak" tâbiri, işte o hâdisenin yâdigârıdır.