Abbâs Bin Abdulmuttalib (radıyallahü Anh)
"Şimdi gerçekten inandım!"-Yâ Resûlallah, yanımda 800 dirhemden başka param yoktur.
-Yâ Abbâs, o altınları niçin söylemiyorsun?
-Hangi altınları?
-Hani sen Mekke'den çıkacağın gün, hanımın Hâris'in kızı Ümmül Fadl'a verdiğin altınlar!
Abbâs çok şaşırdı ve:
-Allaha yemin ederim ki, ben bu altınları hanımıma verirken yanımızda kimse yoktu. Senin, Allahü teâlânın Resûlü olduğuna şimdi gerçekten inandım, diyerek hemen Kelime-i şehâdet getirerek Müslüman oldu...
Peygamber efendimizin amcası olan Hz. Abbâs çok zengin olup, çok cömert idi. İkrâm ve ihsânları çok meşhûr idi. Fakir, fukarâyı sevindirmeyi çok severdi. Özellikle köle satın alıp, azâd etmekten çok memnun olurdu. Yetmiş kadar köle azâd etmiştir.
Yakın akrabâyı ziyâret etmeye, onların haklarına riâyete çok dikkat ederdi. Peygamber efendimiz, kendisini çok severdi. Bir defasında buyurdu ki:
"Allahım, Abbâs'ı bağışla!"
"Allahım, Abbâs'ı ve oğullarını magfiret eyle ve bağışla! Öyle ki, hiç günâhları kalmasın! Yâ Rabbi, onu ve oğullarını meydana gelecek âfet ve belâlardan koru!"
Ömrünün sonuna doğru görmez oldu. Hazreti Osman'ın şehid edilmesinden iki sene önce 88 yaşında Medine-i Münevvere'de vefat etti.
Kelime-i şehadeti söylemeden önce son sözü, şu hadis-i şerif oldu:
"Mü'minin kalbi Allah korkusundan ürperdiği zaman, ağacın yaprakları düşer gibi günahları dökülür."