Abdullah Bin Ahmed

Abdullah Bin Ahmed

Babam, Ebû Hüreyre'den şu hadis-i şerifi bildirdi. Resûlullah efendimiz buyurdu ki:

"Ramazan ayı gelince, rahmet kapıları açılır, Cehennem kapıları kapanır ve şeytanlar zincire vurulur." Ben bunu duyunca babama; "Fakat, Ramazan olduğu halde insanlar sara hastalığına yakalanmaktadır. Bu nasıl oluyor?" diye sordum. Bunun üzerine, babam bana; "Hadis-i şerif böyledir. Bu husûsta artık konuşma" dedi. Sonra yine Ebû Hüreyre'den (radıyallahü anh) şu hadis-i şerifi nakletti. Resûlullah efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) "Bir kimse Ramazan-ı şerif orucunu, inanarak ve sevâbını Allahü teâlâdan umarak tutarsa, geçmiş günahları af ve mağfiret olur" buyurdu.

"ÂHİRETTE NE YAPACAĞIM?"

Usâme bin Zeyd anlatır: Resûlullah efendimiz Beni Mustalak kabilesi üzerine yapılan seferden döndüğünde, Abdullah bin Übey'in oğlu, münâfıkların başı olan babasına karşı kılıcını çekip "Muhammed insanların en şereflisi, en üstünü, ben ise en adisi, en alçağıyım demedikçe, vallahi bu kılıcı kınına koymam" dedi. Bunun üzerine Abdullah bin Übey: "Vay Allah'ın belâsı vay! Muhammed insanların en şereflisi, en yükseği, ben ise, en âdisi, en alçağıyım" dedi. Resûlullah efendimiz bu hâdiseyi duyunca tebessüm edip, onun hareketini takdir buyurdular.

Abdullah ibni Abbâs (radıyallahüa anh) anlatır: Peygamber efendimize mübârek Eshâbından biri gelerek "Ya Resûlallah! Seni o kadar çok seviyorum ki, aklıma gelince sizi hemen gelip görmezsem, canım çıkacak gibi oluyor. Gelip seni görüyorum. Fakat ben âhirette ne yapacağım. Eğer Cennete girersem, muhakkak senden aşağı mertebelerde olacağım. Senden ayrılmak ise, bana çok zor gelecek. Ben Cennette de seninle olmak istiyorum" dedi. Resûlullah efendimiz hiçbir cevap vermedi. Daha sonra bu husûsta Allahü teâlâ Nisa sûresi altmışdokuzuncu âyet-i kerimesini nâzil edip meâlen şöyle buyurdu: "Kim Allahü teâlâ ve Peygamberine itaat ederse, işte onlar, Allah'ın kendilerine ni'metler verdiği peygamberlerle, sıddiklarla, şehidlerle, iyilerle beraberdirler. Onlar ne iyi arkadaştır..." Resûlullah efendimiz hemen o zâtı çağırarak, bu âyet-i kerimeyi okuyarak müjdeledi.

Dünyâ Ehlinin Bile Ilme Saygısı Vardı!

Vehbi Tülek

Fâtih'in, Kapısından Giremediği Dergâh!

Vehbi Tülek

Tasavvufun Hakîkatinden Gâfil Olandan Sakın!

Vehbi Tülek

Mescid Yapmanın Ve Tâmir Etmenin Fazîleti

Vehbi Tülek

El Helâl Kârda, Gönül Ise Hakîkî Yârdadır

Vehbi Tülek