Abdullah Bin Cahş (radıyallahü Anh)

Abdullah Bin Cahş (radıyallahü Anh)
"Kanlar içinde geleyim"
Ben de "Peki" dedim. Ben şöyle duâ ettim:
"Allahım, bana çok kuvvetli ve çetin kâfirleri gönder. Onlarla kıyasıya vuruşayım. Hepsini öldüreyim. Gâzi olarak, geri döneyim."
Benim yaptığım bu duaya bütün kalbiyle "âmin" dedi. Sonra kendisi duâ etmeye başladı:
"Allahım, bana zorlu kâfirler gönder kıyasıya onlarla vuruşayım. Cihadın hakkını vereyim. Hepsini öldüreyim. En sonunda bir tanesi de beni şehid etsin. Sonra benim dudaklarımı burnumu, kulaklarımı kessin. Ben kanlar içinde senin huzuruna geleyim. Sen bana;
-Abdullah, dudaklarını, burnunu, kulaklarını ne yaptın? diye sorduğunda, "Allahım, ben onlarla çok kusur işledim, yerinde kullanamadım. Senin huzuruna getirmeye utandım. Sevgili Peygamberimin de bulunduğu bir savaşta, toza toprağa bulandım da öyle geldim" diyeyim dedi.
Gönlüm böyle bir duaya "âmin" demek arzu etmiyordu. Fakat önceden söz verdiğim için mecburen "âmin" dedim...
Daha sonra, kılıçlarımızı çektik, savaşa devam ettik, ikimiz de önümüze geleni deviriyorduk. "Allah Allah!" diye çarpışırken Abdullah'ın kılıcı kırıldı.

Arzu ettiği gibi öldü!
O anda Sevgili Peygamberimiz O'na bir hurma dalı uzatarak, savaşa devam etmesini buyurdu. Bu dal bir mucize olarak kılıç oldu ve önüne geleni kesmeye başladı. Birçok düşmanı öldürdü. Savaşın sonuna doğru Ebül-Hakem isminde bir müşrikin attığı oklarla arzu ettiği şehâdete kavuştu...
Şehid olunca kâfirler bu mübârek şehidin cesedine hücum ederek burnunu, dudaklarını ve kulaklarını kestiler. Her tarafı kana boyandı. Muharebe bittikten sonra Hz. Abdullah bin Cahş'ı ve dayısı "Seyyid-üş-şühedâ" ya'ni "Şehidlerin efendisi" Hazreti Hamza'yı aynı kabre defn ettiler...

Bütün Mahlûklar, Allahü Teâlânın Kudretindedir

Vehbi Tülek

İlimden Îmân, Cehâletten Küfür Hâsıl Olmaktadır

Vehbi Tülek

İbâdetlerin En Kıymetlisi Namaz Kılmaktır

Vehbi Tülek

Zikreden Dil, Şükreden Kalp, Sabreden Beden

Vehbi Tülek

Yasaklardan Sakınan Ve Emirlere Uyana Ne Mutlu

Vehbi Tülek