Abdullah El-makdisî

Abdullah El-makdisî
İlim için yalın ayak giderdi!
Abdullah el-Makdisi, İsfehan ve Nişâbûr'a ilim öğrenmek için yalın ayak giderdi. Yolda açlık ve susuzluk sıkıntılarına da göğüs gererdi. Melik el-Eşref, onun için Sefh'de kendi ismiyle bir hadis külliyesi yaptırdı ve Abdullah el-Makdisiyi buraya idareci ve müderris tâyin etti.
Muhammed bin Selâm hazretleri onun için buyurdu ki: "Abdullah el-Makdisi, bir müzâkere, ders meclisi kurdu. Pek çok kimse akın akın ona koştu. O, ilim ve edeb olarak bütün üstünlükleri kendisinde toplamıştır..."
Abdullah el-Makdisi hazretleri, vefatının yaklaştığını anlayınca, önce abdest aldı ve "Abdest ve namaz ne güzel şey" buyurdu. Sonra da; "Kardeşlerim, hastalığı hastalıkla tedavi etmeyiniz. Nasıl kuru otla yangın söndürme imkanı yoksa, günahlarla da Cehennemi söndürmek mümkün değildir. Cehennem, ancak doğru bir iman ve salih amellerle söner" buyurduktan sonra uzandı ve Kelime-i tevhidi söyleyerek vefat etti...

"Size nasıl muâmele yapıldı?"
Abdullah el-Makdisi hazretleri vefât ettikten sonra, talebelerinden pek çok kimse onu rüyâda gördüler. Bir talebesi anlatır: Hocamı rüyamda görüp "Efendim, size nasıl muâmele yapıldı?" diye sordum. "Allahü teâlânın ihsânı ve ikrâmı ile nimetler içindeyim" buyurdu.
Bir başkası onu rüyâsında gördü ve; "Haliniz nasıldır?" diye sordu. Ona da; "Hayra kavuştum" diye cevap verdi...

Beni Sâlih Duânızdan Unutmayın Efendim

Vehbi Tülek

Bütün Mahlûklar, Allahü Teâlânın Kudretindedir

Vehbi Tülek

İlimden Îmân, Cehâletten Küfür Hâsıl Olmaktadır

Vehbi Tülek

İbâdetlerin En Kıymetlisi Namaz Kılmaktır

Vehbi Tülek

Zikreden Dil, Şükreden Kalp, Sabreden Beden

Vehbi Tülek