Abdullah-i Ensârî

Abdullah-i Ensârî

Hadis ilminde yüksek derecede âlim idi. Üç yüz binden ziyâde hadis-i şerif ezberlemiştir. Onun büyük bir âlim ve evliyâ olacağını Hızır aleyhisselâm müjdelemiştir. Türbesi çok ziyâret edilen yerlerden biridir.

Silsile-i aliyye meşayıhından Ebü'l-Hasan-ı Harkâni hazretlerine talebe oldu ve tasavvufta yüksek derecelere kavuştu. Kerâmetleri pek çoktur. Allahü teâlâya kavuşmak yolunda yürümek isteyenlerin, evliyâya ve hakiki din âlimlerine çok bağlı olmasını isterdi. Bu yolda ilerleten vâsıtaların, onlara olan tam muhabbet ve bağlılık oduğunu söylerdi. O büyüklere dil uzatanların zavallılıklarını her defâsında ifâde eder ve; "Yâ Rabbi! Dostlarını öyle yaptın ki, onları tanıyan sana kavuşuyor ve sana kavuşmayan onları tanıyamıyor. Yâ Rabbi! Her kimi felâkete düşürmek istersen, onu dostlarının, evliyânın ve gerçek İslâm âlimlerinin üzerine atarsın" buyurmuştur...

Abdullah-ı Ensâri hazretleri buyurdu ki:

"Bir zaman Hire'ye askerler geldi. Askerlerden birisi, köylünün birinden atları için saman aldı. Ücretini tam olarak ödedi. Köylünün ihtiyar bir babası vardı. O asker ile dost oldu. İhtiyar köylü, dostu olan askere dedi ki:

- Bugün, Kâbe'de haccediyorlar. Keşke biz de orada olsaydık. Asker:

-İster misin? Seni oralara eriştireyim. Ama kimseye söylememek şartı ile, dedi.

-Söylemem. Asker, Allahü teâlânın izni ile bir anda ihtiyarı Arafât'a ulaştırdı. Hac edip, lüzumlu vazifeleri yaptıktan sonra, yine bir anda geri döndüler. İhtiyar, askere dedi ki:

-Senin gibi bir hâlde bulunan kimsenin, askerlerin arasında durmasına hayret ediyorum. Bu nasıl oluyor?

-Eğer benim gibi bir kimse bunların içinde olmasa idi, senin gibi bir ihtiyar veya zayıf, muhtaç bir dede gelip derdini dökse kim bakardı? Kim alâkadar olurdu? Kim dostluk elini uzatırdı? İşte ben, birçok faydaları düşünerek bunlar arasında bulunuyorum. Sakın sırrımı kimseye söyleme.

-Peki, diyen ihtiyar, işin içinde önce fark edemediği nice hikmet ve faydaların bulunduğunu anlayıp, teşekkür etti ve ayrıldılar..."

İlimleriyle Dalâlete Düşen Kimseler!

Vehbi Tülek

Yaşayan Maşuktur, âşık Bir Ölüdür

Vehbi Tülek

Kalan Günlerinin Kıymetini Bil

Vehbi Tülek

Tamah Eden, Dâimâ Sıkıntı Içinde Yaşar!

Vehbi Tülek

İmândan Güzel Bir Nîmet Yoktur

Vehbi Tülek