Abdullah Menûfî Şâzilî

Abdullah Menûfî Şâzilî

Çocukken temel din bilgilerini öğrenip, Kur'ân-ı kerimi ezberledi. Daha küçük yaşta evliyâlık hâlleri görüldü. Eline yeni aldığı en ağır kitabı, hiç mütâlaa etmeden talebeye anlatırdı. Anlatmaya başladığı zaman, ağzından nûrların yükseldiği açıkça görülürdü. Zühd ve takvâda, dünyaya düşkün olmamakta, haramlardan çok sakınmakta asrının bir tânesi idi. Tevâzu sâhibi olup haramlara düşmek korkusu ile şüphelilerden çok sakınırdı. Allahü teâlânın yasakladıklarından uzak durur, emirlerini yapmak için gayret ederdi. Yûsuf Nebhâni hazretleri Câmiu Kerâmât-il-Evliyâ'da diyor ki: "Mısır'daki evliyâ arasında, İmâm-ı Şâfii'den sonra en üstünü Ahmed-i Bedevi'dir. Ondan sonra Seyyidet Nefise'dir. Sonra Şerâfeddin-i Kürdi, sonra Abdullah Menûfi Şâzili'dir."

Talebeleri arasında yüzü ve hâlinin güzelliği ile meşhûr olan bir genç vardı. Bir kadın, ona âşık oldu. Hile ile, o talebenin kaldığı eve girdi. Kadın kendisini kabûl etmesini isteyip, üzerine geldi. Talebe de, hocası Abdullah Menûfi'den imdâd istedi. O anda duvar yarılıp, Abdullah Menûfi hazretleri içeri girdi. Kadın korkup bayıldı. Ayılınca tövbe edip, güzel ahlâk sâhibi hanımlardan oldu...

Talebelerinden birine haber gelip, annesinin öldüğü bildirildi. O da hocasından, memleketine gitmek için izin istedi: "Hiçbir yere gitme! Annen ölmedi!" buyurdu. Çok geçmeden talebenin annesinin ölmediği haberi geldi.

Evinden, sultanların bile âciz kalacağı derecede yiyecek dağıtılırdı... Bir örtünün üzerine oturduğu zaman örtünün altında hiçbir şey olmadığı halde elini örtünün altına sokar, altın ve gümüş çıkarırdı. Kısa zamanda bir yerden bir yere gitmesi meşhurdur.

Hırsızlar, Abdullah Menûfi hazretlerinin talebelerinin kaldığı yere gidip, ambardan buğday yükleyip gittiler. Abdullah Menûfi hırsızlara haber gönderip: "O, fakirlerin hakkıdır, aldığınız gibi geri getirin!" dedi. Onlar çaldıklarını inkâr ettiler. Bir gün içinde, hırsızların bütün merkepleri öldü. Bunun, o büyük zâtı üzmelerinin cezâsı olduğunu anlayıp, günahlarına tövbe ettiler. Ellerindekini getirip sâhiplerine geri verdiler. Hak sâhipleriyle helâlleştiler.

İlimleriyle Dalâlete Düşen Kimseler!

Vehbi Tülek

Yaşayan Maşuktur, âşık Bir Ölüdür

Vehbi Tülek

Kalan Günlerinin Kıymetini Bil

Vehbi Tülek

Tamah Eden, Dâimâ Sıkıntı Içinde Yaşar!

Vehbi Tülek

İmândan Güzel Bir Nîmet Yoktur

Vehbi Tülek