Açlık, Iyi Insanın Gıdâsı, Ibâdet Rûhunun Süsüdür
"İlk önce tevhide, yâni Allahü teâlânın birliğine ve şeriki (ortağı) olmadığına inanmaktır. İnanır ki: Allahü teâlâ vardır. O, alimdir (bilici), mâlûm (bilinmiş) değildir. O, kâdirdir (gücü yeten), makdûr (güç yetirilen) değildir. O her şeyi görür, kendisi görülmez. Rızıkları O verir. Yaratandır, yaratılmış değildir. Allahü teâlâ, ilim sıfatı ile âlimdir. Kudret sıfatı ile kâdirdir. O'nun isim ve sıfatları mahlûk değildir. Kıyâmet gününde müminler Allah'ı göreceklerdir. İnsan, amelleri sâyesinde değil, yalnız Allah'ın ihsânı ve takdiri ile Cennet'e girecektir. Allahü teâlâ birdir. Fakat bu birlik rakam cinsinden değildir. O birdir, fakat diğer şeyler (mahlûk olan varlıklar) gibi değildir. Yarattıklarından hiçbirine benzemez. Mülkünde hiçbir şey O'nun zıddı değildir. Yarattıklarının hiçbiri O'nun aynı değildir. Cisim ve cismâni değildir. Hiçbir hâdis (sonradan, yoktan var olanlar) veya hâdise O'nu kaplayamaz ve kaplayamayacaktır. Eşyâya hulûl etmez. Eşyâ da O'na hulûl edemez. Olmuş ve olacak her şeyi bilir. Henüz olmamış bir şeyin, nasıl olacağını bilir. Öncelik, sonralık ve zaman, mekân mahlûklar içindir. O, zamansız ve mekânsızdır."
"Başkasına el açacak duruma düşmek, Müslümana yakışmaz."
"Bir kimse, baş olma sevdâsına kapılırsa, artık ibâdetten, ihlâstan sıyrıldı demektir."
"İyi insanların, bütün varlığı ile bağlı olduğu murâdı, maksadı, Allahü teâlâ olmalıdır. Doğru, sâdık, kimselerle arkadaş olmalıdır. Açlık, iyi insanın gıdâsı, ibâdet rûhunun süsüdür."
"Allahü teâlâ dünyâyı lezzetlerle ve âfetlerle doldurdu. Helâlleri güçlüklerle, haramları da mesûliyetlerle berâber kıldı."
"Başkasının sözlerini ve hâllerini iyiye tevil etmek mümkün ise, kötü tevil yapmayacak ve hücûm edenlerin hücûmunu delilsiz kabul etmeyecek kadar hüsn-i zan ve iyi düşünce sâhibi ol."
"Akıllı insan, önce itikâdını düzeltir ve Rabbine ulaşmaya hazırlanır. Niyetini hâlis yapar, işlerini temiz kılar. İbâdetini güzel yapar ve âhiret azığı toplar. Kendisinin başıboş yaratılmadığını bilir."