Ahîzâde Hüseyin Efendi

Ahîzâde Hüseyin Efendi

İmam-ı Muhammed Gazâli (Kimyâ-i saadet) ismindeki kitabında buyuruyor ki:
Enbiyâ sûresi, kırkyedinci âyetinde meâlen, (Kıyâmet günü terâzi kuracağım. O gün, kimseye zulmedilmeyecektir. Herkesin, dünyada yapmış olduğu zerre kadar iyilik ve kötülüklerini meydana çıkarıp, terâziye koyacağım. Herkesin hesabını yapmaya yetişirim) buyurdu. Bunu haber verdi ki, herkes dünyada kendi hesabına baksın. Peygamber Efendimiz "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" buyurdu ki: (Akıllı şu kimsedir ki, günü dörde ayırıp, birincisinde, yaptıklarını ve yapacaklarını hesap eder. İkincisinde, Allahü teâlâya münâcât eder, yalvarır. Üçüncüsünde, bir sanatta veya ticârette çalışıp, helâl para kazanır. Dördüncüsünde, istirâhat eder ve mubâh olan şeylerle kendini eğlendirip, haram şeyleri yapmaz ve onlara gitmez).
İkinci halife, Ömer-ül-Fârûk buyurdu ki: Hesabınız görülmeden evvel, kendinizi hesaba çekiniz! Allahü teâlâ, meâlen buyurdu ki: (Şehvetlerinizi, [yâni nefsin arzularını] haramlardan almamaya uğraşınız ve bu cihâdda sebât ediniz, dayanınız!) Bunun içindir ki, din büyükleri, bu dünyanın bir pazar yeri gibi olduğunu ve burada, nefis ile alışverişte olduklarını anlamışlardır. Bu ticâretin kazancı Cennettir. Ziyânı da Cehennemdir. Yâni kârı, ebedi saadet, ziyânı da, sonsuz felakettir. Bunlar nefslerini, ticâretteki ortak yerine koymuşlardır. Ortak ile, önce şartnâme yapılır, sözleşilir. Sonra, işlerine, sözünde durup durmadığına dikkat edilir. Nihâyet hesaplaşılıp, hıyânet yapmışsa mahkemeye verilir. Bunlar da, nefsleri ile, bir ortak gibi, sıra ile şu işleri yaparlar: Şirket kurmak, onu murâkabe edip gözetmek, muhâsebe, yani hesaplaşmak, mu'âkabet yani cezâlandırmak, mücâhede yani onunla uğraşmak ve muâtebet yani onu azarlamaktır...
Ahizâde Hüseyin Efendi vefatından kısa bir zaman önce şu beyitleri söylemiştir:
"Ben öldüm kaldı göğnüm sende, dâğ-ı firkatin tende/Zaruri ayrılık düştü senin sende, benim bende./Dedim olsun yoluna pâdişâhım câme-i ten/Eskidir dedi gülüp nâz ile, ol goncadihen./Vuslata bâr rızâ vermez ise olma melûl,/Durma ey âşık-ı Şûride hemân üstüne öl."

İlimleriyle Dalâlete Düşen Kimseler!

Vehbi Tülek

Yaşayan Maşuktur, âşık Bir Ölüdür

Vehbi Tülek

Kalan Günlerinin Kıymetini Bil

Vehbi Tülek

Tamah Eden, Dâimâ Sıkıntı Içinde Yaşar!

Vehbi Tülek

İmândan Güzel Bir Nîmet Yoktur

Vehbi Tülek