Ahmed Semanî Hazretleri
"Sehl İbn Abdullah Tüsteri şöyle dedi: 'Hiçbir yolun insanı Allah'a ihtiyaçtan (iftikâr) daha fazla yaklaştırmadığını ve hiçbir perdenin iddialarda bulunmaktan (da'va) kalın olmadığını gördüm. İblis'in yoluna bak; iddiada bulunmaktan başka bir şey göremezsin. Sonra Âdem'in yoluna bak; bu kez de ihtiyaçtan başka bir şey göremezsin. Ey İblis, neler söylüyorsun? 'Ben ondan daha hayırlıyım!' (A'raf,12), Ey Âdem, sen ne diyorsun? 'Rabbim, biz kendimize zulmettik..' (A'raf, 23). Onun her şeyi vardı, ama ihtiyacı da olması gerekiyordu; o yüzden Allah'ın sarayı önünde gözyaşı dökmek asla son bulmaz. Âdem'in yapısı ihtiyaç ve iftikârdan oluşturuldu ve o yoksulluktan yardım gördü. Melekler onun önünde secdeye kapanmak durumunda kaldılar ve mukarrep melekler, Âdem saltanat ve hilafet tahtına oturtulurken, onun yanına yerleştirildiler. Ama onun iftikârı (ihtiyaç içinde olduğunu beyan etmesi) bir toz zerresi kadar olsun eksilmedi. O, Cennet'e alındı ve Ona şöyle seslenildi: 'Bundan böyle orada istediğinizi bol bol yiyin.' (Bakara, 35). 'Sekiz Cennet size (Âdem ve Havva) aittir; istediğiniz şekilde özgürce dolaşın.' Ama Âdem'in yoksulluğu kaybolmadı. Âdem'in ihtiyaç içinde olması, onu öteki sahip oldukları ile yetinen tüm yaratıklardan ayırır. Âdem asla tatmin olamaz; zira o 'sonsuz'u arzular...""MİSAFİR GELİNCE SEVİN!.."
Ahmed Sem'ani hazretleri, vefatına yakın buyurdu ki:
"Hiçbir zaman sonradan görmeden borç alma, zira sonradan rezalet ve kavga çıkarır. Borç alacaksan akıllı bir adamdan al ve işini bitirir bitirmez borcunu ödemeye çalış...
Misafir sofrana oturduğu zaman onu minnet altında bırakma. Ona teşekkür etmeyi kendine borç bil. Başkalarının sofralarından ikram edecek olursan hududu aşma. Kendi sofranla ve ekmeğinle cömertlik et. Bir kimseye kendi malından ver, bağışla. Arslan çakal avlar mı? Yiyip içmekten nefslerini mahrum edenlerin ölümlerinden sonra altınları toprak altında kalır.
Allah'ın sana açmış olduğu kapıyı kapama; çünkü Allah'ın sana verdiği para toprak gibi heder olur, savrulup gider. Misafir gelince sevin ve her türlü derdini, kederini unut!.."