Ahmed Siyâhî
Hocasıyla Kâbe yollarında...Ahmed Siyâhi Efendi, bir gün, hocası Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdi ile birlikte hacca gitti. Hac ibâdetini tamamladıktan sonra hocası ile tekrar Şam'a dönerek bir müddet daha kaldı. Mevlânâ Hâlid hazretleri ona, insanlara Allahü teâlânın emir ve yasaklarını öğretmesi, doğru yolu göstermesi için icâzet, diploma verip vazifelendirince, 1827 senesinde Kastamonu'ya döndü.
Kastamonu'ya dönüşünde Abdülbâki Medresesi Müderrisliğine tâyin edildi. Bir taraftan talebelere ilim öğretir, diğer taraftan insanlara Allahü teâlânın emir ve yasaklarını anlatırdı. Kendisini sevenleri ve talebeleri gün geçtikçe arttığı halde, çekemeyen, karşı çıkan ve düşmanlık besleyenler de vardı.
Bir gün Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdi hazretlerinin meşhur halifelerinden Abdülfettâh-ı Akri hazretleri, Bağdât'tan İstanbul'a gelirken Ahmed Siyâhi'yi ziyâret için Kastamonu'ya uğradı. Bu durum şeyhi ve talebelerini çok sevindirdi. Ayrıca şeyhin büyüklüğünü göremeyenlerin gözlerindeki perdelerin açılmasına yol açtı.
"Aman yâ Resûlallah!"
Ömrünün sonuna kadar talebe yetiştiren Ahmed Siyâhi hazretleri, insanlara Allahü teâlânın emir ve yasaklarını anlatarak, onların dünya ve âhirette kurtulmaları için çalıştı. 1874 (H.1291) senesinde doksan beş yaşında olduğu halde "Aman yâ Resûlallah!" dedikten sonra vefât etti. Cenâze namazında bütün Kastamonulular hazır bulundu...