Aişe-i Makdisiyye

Aişe-i Makdisiyye
Ebû Said-i Hudri'den (radıyallahu anh) rivayet eder, Resûlullah efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki: Sizden önce geçen ümmetler arasında bir adam doksan dokuz kişiyi öldürmüştü. Bu yaptıklarından dolayı tövbesinin mümkün olup olmadığını öğrenmek üzere, yeryüzünün en âliminin kim olduğunu sordu. Kendisine bir Rahibin çok bilgili olduğunu söylediler. O Rahibin yanına gelip kendisinin doksan dokuz kişiyi öldürdüğünü ve kendisi için tövbe imkânı olup olmadığını sordu. Rahip: "Hayır, yoktur" diye cevap verdi. Bu defa, adam o Rahibi de öldürdü. Böylece öldürdüklerinin sayısı yüze çıktı. Sonra yine yeryüzünün en âliminin kim olduğunu sordu. Kendisine
âlim olan bir kimseyi haber verdiler. Buradan âlimin yanına geldi ve yüz kişiyi öldürdüğünü, kendisi için tövbe imkânı bulunup bulunmadığını sordu. Âlim zat: "Evet, vardır. Seninle tövben arasına bir şey giremez, tövben daima makbuldür. Ancak filan beldeye git, orada Allah'a ibadetle meşgul olan bir kısım insanlar vardır. Sen de onlarla beraber Allah'a ibadet etmeye başla ve tekrar kendi memleketine dönme. Zira orası kötü bir yerdir" dedi. Adam gitti. Yolun yarısına gelince ölüm karşısına çıktı ve orada ruhunu teslim etti... Bunun üzerine rahmet melekleri ile azap melekleri kendisini almak hususunda konuşmaya başladılar. Rahmet melekleri: "Bu adam, tövbe etmiş ve Allah'a yönelmiş olarak geldi" dediler. Azap melekleri ise: "Bu kimse, ömründe hayır işlememiş birisidir" diye ısrar ettiler. Bu konuşma devam ederken insan suretinde bir melek (Cebrail aleyhisselâm) geldi. Onu aralarında hakem olarak seçtiler. Hakem olan melek: "Adamın kendi memleketi ile gitmekte olduğu belde arasındaki mesafeyi ölçün. Şu anda bulunduğu yer, bu ikisinin hangisine daha yakın ise, bu o tarafa aittir" dedi. Melekler ölçtüler ve gitmekte olduğu kasabaya daha yakın olduğu tespit edildi. Bunun üzerine kendisini rahmet melekleri teslim aldılar...

İnsanlardan Bir Sıkıntı Gelirse, Affedin!

Vehbi Tülek

İlimleriyle Dalâlete Düşen Kimseler!

Vehbi Tülek

Yaşayan Maşuktur, âşık Bir Ölüdür

Vehbi Tülek

Kalan Günlerinin Kıymetini Bil

Vehbi Tülek

Tamah Eden, Dâimâ Sıkıntı Içinde Yaşar!

Vehbi Tülek