“Kim nefsi ile bir rütbeye ulaşırsa, orada tutunamaz. Kim bir rütbeye nefsiyle beraber ulaştırılırsa, orada sabit kalır.”
“İnsanlarla sohbetin şartı şudur, onlara iyilik etmeden kötülük etme! Onları sevindirmeden üzme!”
“Nefsin kötülüklerine, mâni olmak, onun arzu ve isteklerini yerine getirmeme ve bunlarla mücâdele husûsunda Allahü teâlâdan yardım iste. Azâbından korkarak, sevâbını ve mükâfatını umarak, muhtaç olduğunu düşünerek, O’nu hatırla.”
“Söyleyeceğiniz sözü önce kendi nefsinize tatbik edin, onu göz önüne alın, ondan sonra, söyleyeceğinizi söyleyin ve tavsiyenizi yapın. Böyle yaparsanız, doğruyu ve isâbetli olanı bulmanız mümkün olup, kendinizi yanlış söylemekten koruyup, herkes yanında güvenilen ve itimâd edilen, görüş sahibi bir kimse olursunuz.”
“Eğer akıllı, her yönüyle güvenilebilen, din ve dünyâ işlerinde sağlam birini bulabilirsen onunla beraber ol ve arkadaşlık yap. Böyle olmayanlardan, arslandan kaçar gibi kaç.”
“Allahü teâlâya yakın olabileceğimiz en üstün şey, kibir, riya, hased (çekememezlik) gıybet, kin, kızma, dünyâya düşkünlük, uzun emel sahibi olmak gibi, insanın içine dâir günahları (kalb hastalıklarını) terk etmektir.”
“Bâtına âit günahlar terk edilince, zâhirî (dış) günahlar kendiliğinden kaybolur.”
“Allahü teâlânın beğendiği işlerle meşgûl olan kimsenin, yaptığı sâlih amelleri gözünde büyüterek bir hayli ibâdet yaptığını, ibâdet ve tâat husûsunda durumunun iyi olduğunu düşünerek, günahlarını unutmaktan sakınması gerekir. Çünkü bunda, amellerinin onu şımartması ve işlediği günahların azâbından emîn olması vardır. Böyle bir durum ise tehlikelidir.”
“Beş vakit namazını kılan, efendisine (kocasına) itaat eden, her işinde Allahü teâlânın rızâsını gözeten, insanları gıybet etmekten, dedikodu yapmaktan, koğuculuktan dilini koruyan, kanâat sahibi olup dünyâ malına meyletmeyen ve musîbetlere karşı sabreden bir kadın, hakîkaten çok iyi bir kadındır.”