Alî Bin Abdullah Semhûdî

Alî Bin Abdullah Semhûdî

Resûlullah "sallallahü aleyhi ve sellem" Efendimizi vesile ederek Allahü teâlâya yapılan duâlar kabûl olduğundan, Müslümânların halifesi, hazret-i Ömer "radıyallahü teâlâ anh", Medine'de kıtlık olunca, Abbâs bin Abdül Muttalib'i "radıyallahü teâlâ anh" vesile edinerek yağmur duâsına çıktı ve "Yâ Rabbi! Sevgili Peygamberini vesile yaparak duâ ederiz! Resûlünün muhterem amcası hürmetine, senden yağmur isteriz! Duâmızı kabûl buyur!" demiştir.

Abbâsi halifelerinin ikincisi Ebû Cafer Mensûr, Mescid-i Nebevi içinde İmâm-ı Mâlik "rahime-hullahü teâlâ" ile konuşuyorlardı.

-Ey Mensûr! Burası Mescid-i saâdettir! Hafif sesle söyle! Hak teâlâ, Hucurât sûresinde meâlen, (Sesinizi Resûlullahın sesinden dahâ yüksek yapmayınız!) buyurarak bir cemâati azarlamıştır. (Resûlullahın yanında hafif sesle konuşanlar) âyet-i kerimesi ile de, hafif konuşanları övmüştür. Resûlullaha, öldükten sonra saygı göstermek, sağ iken saygı göstermek gibidir dedi. Mensûr, boynunu bükerek;

-Yâ Ebâ Abdullah! Kıbleye karşı mı durmalı, yoksa Kabr-i saâdete karşı mı durmalı dedi. İmâm-ı Mâlik hazretleri;

-Resûlullahtan yüzünü çevirme! Kıyâmet gününün şefâatçısı olan o yüce Peygamber, kıyâmet günü, senin ve baban Âdem aleyhisselâmın kurtulması için vesile olacaktır. Kabr-i saâdete dönerek ve Resûlullahın mübârek rûhuna sarılarak şefâat dilemelisin! Nisâ sûresinde altmışüçüncü âyetinde meâlen, (Nefslerine zulmedenler, sana gelip, Allahü teâlâdan af dilerse ve Resûlüm de, onlar için af dilerse, Allahü teâlâyı, tevbeleri kabûl edici ve merhamet edici bulurlar) buyuruyor. Bu âyet-i kerime, Resûlullahı vesile edenlerin tevbelerinin kabûl olunacağını söz vermektedir dedi.

Bunun üzerine, Mensûr, olduğu yerden kalkıp, Hücre-i saâdet önünde durdu. (Yâ Rabbi! Bu âyet-i kerimede, Resûlünü vesile edenlerin tevbesini kabûl edeceğine söz verdin. Ben de, yüce Peygamberinin yüksek huzûruna gelip senden af diliyorum. Kendisi sağ iken af dileyip af buyurduğun kulların gibi, beni de affeyle! Yâ Rabbi! Nebiyyür-rahme olan yüce Peygamberini vesile edinerek sana yalvarıyorum. Ey Peygamberlerin en üstünü olan Muhammed aleyhisselâm! Sana tevessül ederek, Rabbime yalvardım. Yâ Rabbi! O yüce Peygamberi bana şefâatçı eyle!) diyerek duâ eyledi.

Dünyâ Ehlinin Bile Ilme Saygısı Vardı!

Vehbi Tülek

Fâtih'in, Kapısından Giremediği Dergâh!

Vehbi Tülek

Tasavvufun Hakîkatinden Gâfil Olandan Sakın!

Vehbi Tülek

Mescid Yapmanın Ve Tâmir Etmenin Fazîleti

Vehbi Tülek

El Helâl Kârda, Gönül Ise Hakîkî Yârdadır

Vehbi Tülek