Ali Bin Heytî'nin Salih Arkadaşı!
Canı taze hurma istedi!Ali bin Heyti'nin, Reyhâne isminde sâlih bir hizmetçisi vardı. Reyhâne bir gün hastalandı. Hastalığı ağırlaştı. Sekerât hâlinden önce, canının taze hurma istediğini bildirdi. O zaman Rezirân beldesinde tâze hurma mevsimi değildi. Ali bin Heyti'nin, Ketfân taraflarında Abdüsselâm isminde sâlih bir arkadaşı vardı. Orada, o mevsimde tâze hurma bulunurdu. Ali bin Heyti, Ketfân beldesine doğru dönüp;
"Yâ Abdüsselâm! Bize biraz tâze hurma getir!" buyurdu.
Allahü teâlânın izni ile bu sesi, kilometrelerce uzakta olan Abdüsselâm işitti. Hemen tâze hurma toplayıp, yine Allahü teâlânın yardımı ile bir anda Rezirân'a Ali bin Heyti'nin yanına geldi. Tâze hurmaları yiyen Reyhâne'ye, Abdüsselâm;
"Yâ Reyhâne! Şu ölüm ânınızda, niçin dünyâya meyledip hurma istediniz? Sabır etseydiniz, pekçok sevaplara kavuşurdunuz" dedi. O da;
"Sen dünyâya meyledeceksin!"
"Ben Ali bin Heyti hazretlerinin yıllarca hizmetiyle şereflendim. Son anda böyle ufak bir istekte bulunmamı çok mu görüyorsunuz? Öyle görüyorum ki, dünyâya asıl sen meyledecek ve Hristiyan olacaksın" dedi ve biraz sonra vefât etti.
Cenâze işlerinden sonra Abdüsselâm Bağdât'a gitmek üzere yola çıktı. Yolda bir Hristiyan kadın gördü. Onunla evlenmek istedi. Kadın Hristiyan olması şartı ile evlenme teklifini kabul edeceğini söyledi. Abdüsselâm, nefsine mağlûb olarak, Hristiyan oldu. Ancak son nefesinde Ali bin Heyti hazretleri imdadına yetişti ve Kelime-i şehâdet getirip Müslüman oldu.